بشنو اکنون اصل انکار از چه خاست ** ز آن که کل را گونه گونه جزوهاست
Şimdi dinle, asıl inkâr neden meydana geldi, Şundan: küllün çeşit çeşit cüzileri vardır.
جزو کل نی جزوها نسبت به کل ** نی چو بوی گل که باشد جزو گل2905
Bu küllün cüz’ü, cüzülerin külle nispeti gibi değildir (terkip kabul etmez); gülün cüz’ü olan gül kokusu gibi de değildir.(cüzülenmez. Bu cüz ve kül itibaridir).
لطف سبزه جزو لطف گل بود ** بانگ قمری جزو آن بلبل بود
Yeşilliğin letafeti güldeki güldeki letafetin (itibari olarak) cüz’ü olduğu gibi kumrunun sesi de (yine itibari olarak) bülbül nağmesinin bir cüz’üdür.
گر شوم مشغول اشکال و جواب ** تشنگان را کی توانم داد آب
Eğer bu husustaki müşkül şeyleri anlatmaya, onlara cevap vermeye koyulsam susamışlara ne vakit su vereceğim?
گر تو اشکالی به کلی و حرج ** صبر کن الصبر مفتاح الفرج
Eğer sen, burada müşkül vaziyete düştüysen sabret. Sabır, gamdan kurtulmak için anahtardır.
احتما کن احتما ز اندیشهها ** فکر شیر و گور و دلها بیشهها
Sakın, endişelerden sakın! Fikir aslan ve yaban eşeğidir, gönüller de ormanlıklar.
احتماها بر دواها سرور است ** ز آن که خاریدن فزونی گر است2910
Perhizler, ilâçların başıdır. Çünkü kaşınma, uyuzluğu arttırır.
احتما اصل دوا آمد یقین ** احتما کن قوت جان را ببین
Perhiz, şüphe yok ki ilâcın aslıdır. Düşüncelerden perhiz et de can kuvvetini gör!
قابل این گفتهها شو گوشوار ** تا که از زر سازمت من گوشوار
Sen, kulak gibi bu sözlere kabiliyet kazan da sana altından küpe takayım.
حلقه در گوش مه زرگر شوی ** تا به ماه و تا ثریا بر شوی
Küpe de ne? Altın madeni olursun Aya, Süreyya’ya kadar yükselirsin.
اولا بشنو که خلق مختلف ** مختلف جانند از یا تا الف
Önce şunu duy ki bu muhtelif halkın canları da “elif”ten “ya” ya kadar olan harfler gibi muhteliftir.
در حروف مختلف شور و شکی است ** گر چه از یک رو ز سر تا پا یکی است2915
Bir yüzden baştan ayağa kadar hepsi birse de yine muhtelif harflerde birbirlerine benzerlik yoktur.
از یکی رو ضد و یک رو متحد ** از یکی رو هزل و از یک روی جد
Harfler; bir yüzden birbirlerine zıt, bir yüzden birbirleriyle bir, bir yüzden faydasız ve alaydan ibaret, bir yüzden tamamı ile faydalı ve ciddîdir.
پس قیامت روز عرض اکبر است ** عرض او خواهد که با زیب و فر است
Kıyamet günü her şeyin Tanrı’ya arz edileceği, Tanrı tarafından görülüp sorulacağı en büyük bir gündür. Kendisini göstermeyi süslenip bezenen kişi ister.
هر که چون هندوی بد سودایی است ** روز عرضش نوبت رسوایی است
O görünüş günü; Hindû gibi yüzü kapkara olan kişiye rüsvay olmak nöbetinin gelip çattığı gündür,
چون ندارد روی همچون آفتاب ** او نخواهد جز شبی همچون نقاب
Yüzü güneş gibi olmayan, ancak yüzünü peçe gibi örten geceyi ister.
برگ یک گل چون ندارد خار او ** شد بهاران دشمن اسرار او2920
Dikeninde bir gül yaprağı bile bulunmadığından baharlar onun sırlarına düşman kesilmiştir.
و انکه سر تا پا گل است و سوسن است ** پس بهار او را دو چشم روشن است
Fakat bahar, baştan ayağa kadar gül ve süsen olana iki aydın gözdür.
خار بیمعنی خزان خواهد خزان ** تا زند پهلوی خود با گلستان
Mânadan mahrum olan diken, gül bahçesiyle bir arada bulunabilmek için güz mevsimini ister güz mevsimini!
تا بپوشد حسن آن و ننگ این ** تا نبینی رنگ آن و رنگ این
Çünkü güz, hem gülün öğünecek halini, hem dikenin ayıbını örter. Bu suretle sen de onun rengiyle bunun halini görmezsin.
پس خزان او را بهار است و حیات ** یک نماید سنگ و یاقوت زکات
Şu halde güz, dikenin hayatıdır, baharıdır. Çünkü güzün ikisi de bir görünür.
باغبان هم داند آن را در خزان ** لیک دید یک به از دید جهان2925
Ama bahçıvan, gülü güzün de görür. Bu bir kişinin görüşü yok mu? Yüzlerce cihanın görüşünden iyidir.
خود جهان آن یک کس است او ابله است ** هر ستاره بر فلک جزو مه است
Zaten Cihan o bir kişiden ibarettir. Geri kalanlar, hep onun tâbileridir, hep onun yüzünden geçinenlerdir.
پس همیگویند هر نقش و نگار ** مژده مژده نک همیآید بهار
Onun için bütün güzel çiçekler “ Müjde, müjde; işte bahar gelmekte “ deyip dururlar;
تا بود تابان شکوفه چون زره ** کی کند آن میوهها پیدا گره
Çiçekler, akarsu zinciri gibi parlamak, meyveler, tomurcuklanmak için hep baharı isterler.
چون شکوفه ریخت میوه سر کند ** چون که تن بشکست جان سر بر زند
Baharda çiçek dökülünce meyve baş gösterir. Ten de harap olunca can görünür.
میوه معنی و شکوفه صورتش ** آن شکوفه مژده میوه نعمتش2930
Meyve mânadır, çiçek onun sûreti. O çiçek, müjdedir, meyve de nimeti!
چون شکوفه ریخت میوه شد پدید ** چون که آن کم شد شد این اندر مزید
Çiçek döküldü mü meyve meydana çıkar. O kayboldu mu bu fazlasıyla görünür.
تا که نان نشکست قوت کی دهد ** ناشکسته خوشهها کی مَیْ دهد
Ekmek kırılıp yenmeyince kuvvet verir mi; salkımlar sıkılmadıkça şarap olur mu?
تا هلیله نشکند با ادویه ** کی شود خود صحت افزا ادویه
Helile, ilâçların arasında kırılıp ezilmedikçe ilâçlar, nereden sıhhati arttıracak?
در صفت پیر و مطاوعت وی
Pîr kimdir? Pîrin sıfatları
ای ضیاء الحق حسام الدین بگیر ** یک دو کاغذ بر فزا در وصف پیر
Ey Hak Nuru Hüsâmeddin! Bir iki kağıdı fazla al da pîrin sıfatlarını anlatayım.
گر چه جسم نازکت را زور نیست ** لیک بیخورشید ما را نور نیست2935
Gerçi vücudun nazik ve çok zayıf , fakat sensiz cihanın işi yoluna girmiyor.
گر چه مصباح و زجاجه گشتهای ** لیک سر خیل دلی سر رشتهای
Gerçi ışık ( gibi nurlu, lâtif) ve sırça ( gibi ince ve nazik) oldun. Fakat gönül ehlinin başısın, onlara muktedasın.
چون سر رشته به دست و کام تست ** درهای عقد دل ز انعام تست