مینماید اعتقاد و گاه گاه ** آن رگ فلسف کند رویش سیاه
Bazen dine inanır ama bazı ,bazı da o filozofluk damarı yüzünü kapkara eder.
الحذر ای مومنان کان در شماست ** در شما بس عالم بیمنتهاست
Sakının müminler; o felsefeye inanış sizde de vardır. Sizde nice sonsuz âlimler var.
جمله هفتاد و دو ملت در تو است ** وه که روزی آن بر آرد از تو دست
Bütün bu yetmiş iki din ve şeriat sendedir. Senden zâhir olduğu gün eyvah haline!
هر که او را برگ آن ایمان بود ** همچو برگ از بیم این لرزان بود
Kimde o aykırı inanıştan bir yapracık varsa o günün korkusundan yaprak gibi titrer.
بر بلیس و دیو از آن خندیدهای ** که تو خود را نیک مردم دیدهای3290
İblis’e cine, kendini iyi adam gördüğünden güldün.
چون کند جان باژگونه پوستین ** چند واویلا بر آید اهل دین
Fakat can, postunu ters giyer , içindekini dışarı verirse din ehlinden ne kadar ahlar vahlar çıkar.
بر دکان هر زرنما خندان شده ست ** ز آنکه سنگ امتحان پنهان شده ست
Dükkânda altın gibi görünen madenlerin hepsi güler. Çünkü imtihan taşı gizlidir.
پرده ای ستار از ما بر مگیر ** باش اندر امتحان ما مجیر
Ey ayıpları örten Tanrı! Perdemizi kaldırma; imtihan zamanında bize yardım et, bizi kurtar!
قلب پهلو میزند با زر به شب ** انتظار روز میدارد ذهب
Geceleyin kalp altın, hakiki altınla yan yanadır. Altın ise gündüzü bekler.
با زبان حال زر گوید که باش ** ای مزور تا بر آید روز فاش3295
Hal diliyle der ki: “ Yalancı, hele bir dur. Herkesin meydana çıkacağı gün bir gelsin!”
صد هزاران سال ابلیس لعین ** بود ز ابدال و امیر المؤمنین
Lânetlenmiş İblis; yüz binlerce yıl Abdâl’ dendi, müminler beyiydi.
پنجه زد با آدم از نازی که داشت ** گشت رسوا همچو سرگین وقت چاشت
Naz ve istiğnası yönünden Âdemle savaştı, kuşluk vakti kokmaya başlayan pislik gibi rüsvay oldu.
دعا کردن بلعم باعور که موسی و قومش را از این شهر که حصار دادهاند بیمراد باز گردان
Temsil yoluyla Bâûr’un hikâyesi
بلعم باعور را خلق جهان ** سغبه شد مانند عیسای زمان
Dünya halkı, Bâûr oğlu Bel’am’a zamanın İsa’sına mağlûp oldukları gibi mağlûp ve zebun olmuştu.
سجده ناوردند کس را دون او ** صحت رنجور بود افسون او
Ondan başka kimseye secde etmezlerdi. Afsunu, hastalara şifa verirdi.
پنجه زد با موسی از کبر و کمال ** آن چنان شد که شنیده ستی تو حال3300
Kendisini beğendiği, ulu gördüğü için Musa ile savaştı. Sonra hali, duyduğun gibi oldu.
صد هزار ابلیس و بلعم در جهان ** همچنین بوده ست پیدا و نهان
Dünyada yüz binlerce İblis ve Bel’am vardır ki gizli, açık hep bu hale düşmüşlerdir.
این دو را مشهور گردانید اله ** تا که باشد این دو بر باقی گواه
Tanrı, diğerlerine misal olsun diye bu ikisini meşhur etti;
این دو دزد آویخت از دار بلند ** ور نه اندر قهر بس دزدان بدند
Bu iki hırsızı darağacına çekti, yükseltti. Yoksa kahrına uğramış daha nice hırsız var!
این دو را پرچم به سوی شهر برد ** کشتگان قهر را نتوان شمرد
Bu ikisini aşikâre kahredip şöhretlendirdi; yoksa onun kahrıyla ölenler sayılamayacak kadar çok!
نازنینی تو ولی در حد خویش ** الله الله پا منه از حد خویش3305
Nazeninsin, nazlısın, ama haddince Allah aşkına olsun haddini aşma!
گر زنی بر نازنین تر از خودت ** در تگ هفتم زمین زیر آردت
Eğer kendinden daha nazenin birisine çatarsan seni yerin yedi kat dibine sokar.
قصهی عاد و ثمود از بهر چیست ** تا بدانی کانبیا را نازکی است
Âd ve Semud kavminin hikâyeleri ne için söylenip duruyor? Peygamberlerin nazik, nazenin olduklarını bilmen için.
این نشان خسف و قذف و صاعقه ** شد بیان عز نفس ناطقه
Yere batma, başlarına taş yağma, bir sesle canlarının alınışı...Hep bu vakalar, nefs-i natıka sahiplerinin yücelerini bildirmek içindir.
جمله حیوان را پی انسان بکش ** جمله انسان را بکش از بهر هش
Bütün hayvanları insan için öldür, fakat bütün insanları da bir akıllı kişi için öldür. (hiç beis yok!)
هش چه باشد عقل کل هوشمند ** هوش جزوی هش بود اما نژند3310
Akıl dediğin nedir? Akıl sahibinin akl-ı Küll’ü. Cüzi akıl da akıldır ama pek arıktır.
جمله حیوانات وحشی ز آدمی ** باشد از حیوان انسی در کمی
İnsanlardan kaçan vahşi hayvanların hepsi, ehlî hayvanlara nispetle aşağılıktır.
خون آنها خلق را باشد سبیل ** ز انکه وحشیاند از عقل جلیل
Vahşi hayvanların kanı mübahtır. Çünkü yüce akıldan kaçmaktadırlar. Akılları yoktur.
عزت وحشی بدین افتاد پست ** که مر انسان را مخالف آمده ست
İnsanın emrine uymuyor diye vahşinin yüceliği bu dereceye düşmüştür.
پس چه عزت باشدت ای نادره ** چون شدی تو حمر مستنفرة
Şu halde ey garip adam! Aslandan kaçan yaban eşeklerine benzedikten sonra senin ne şerefin var ki?
خر نشاید کشت از بهر صلاح ** چون شود وحشی شود خونش مباح3315
Eşek, işe yaradığı için öldürülmez. Fakat yaban eşeği olursa kanı mübahtır.
گر چه خر را دانش زاجر نبود ** هیچ معذورش نمیدارد ودود
Eşeğin kendisini kötülükten koruyan iyiliğe sevk eden bir bilgisi olmadığı halde Tanrı onu mâzur tutmuyor.
پس چو وحشی شد از آن دم آدمی ** کی بود معذور ای یار سمی
Ey yüce sevgili! İnsan (akıllı olduğu halde) o nefesten, ( Peygamberlerin, velîlerin sözlerinden)kaçar, vahşileşirse nasıl mâzur olur?
لاجرم کفار را شد خون مباح ** همچو وحشی پیش نشاب و رماح
Hulâsa oklar ve süngüler önünde kâfirlerin kanı mübahtır. Çünkü onlar, işe yaramaktan uzaktırlar.
جفت و فرزندانشان جمله سبیل ** ز آنکه بیعقلند و مردود و ذلیل
Onların karıları ve çocukları da esir sayılır. Çünkü akılları yoktur, merdut ve aşağılık kişilerdir.
باز عقلی کاو رمد از عقل عقل ** کرد از عقلی به حیوانات نقل3320
Artık bir akıl, aklın aklından kaçarsa akıllılar taifesinden hayvanat zümresine geçmiştir.
اعتماد کردن هاروت و ماروت بر عصمت خویش و آمیزی اهل دنیا خواستن و در فتنه افتادن
Hârût, Mârût Hikâyesi
همچو هاروت و چو ماروت شهیر ** از بطر خوردند زهر آلود تیر
(Aklın aklından kaçan, peygamber ve velîlere uymayan kişi) meşhur Hârût’la Mârût’a benzer. Onlar da gururları yüzünden zehirli ok yediler.
اعتمادی بودشان بر قدس خویش ** چیست بر شیر اعتماد گاومیش
Mukaddes yaradılışlarına, melek olduklarına itimat ettiler. Fakat bu itimat, su sığırının aslana itimadı gibidir. Manda, aslana ne kadar itimat edebilir?
گر چه او با شاخ صد چاره کند ** شاخ شاخش شیر نر پاره کند
Onun yüz tane boynuzu olsa ve bu boynuzlarla korunmaya çalışsa yine aslan, onun boynuzunu değil; boynuzunun boynuzunu bile parça parça eder.
گر شود پر شاخ همچون خار پشت ** شیر خواهد گاو را ناچار کشت
Kirpi gibi baştan aşağı diken olsa, aslan, yine onu çaresiz öldürür.
گر چه صرصر بس درختان میکند ** با گیاه تر وی احسان میکند3325
Kasırga, birçok ağaçları kökünden sökerse de alçacık bir ota ihsanda bulunur.
بر ضعیفی گیاه آن باد تند ** رحم کرد ای دل تو از قوت ملند
O sert rüzgâr, otun zayıflığına acır. Gönül, artık sen de kuvvetten dem vurma.
تیشه را ز انبوهی شاخ درخت ** کی هراس آید ببرد لخت لخت
Balta; ağaçların, dalların çokluğundan, sıklığından hiç korkar mı? Hepsini paramparça eder, kesip biçer.
لیک بر برگی نکوبد خویش را ** جز که بر نیشی نکوبد نیش را
Fakat bir ota saldırmaz. Neşter yaradan başka yere vurulmaz.
شعله را ز انبوهی هیزم چه غم ** کی رمد قصاب از خیل غنم
Aleve, odunun çokluğundan ne gam? Kasap koyun sürüsünden kaçar mı?
پیش معنی چیست صورت بس زبون ** چرخ را معنیش میدارد نگون3330
Mânaya nispetle suret nedir? Çok zayıf, çok âciz. Kötüyü baş aşağı tutan ondaki mânadır.
تو قیاس از چرخ دولابی بگیر ** گردشش از کیست از عقل مشیر
Dolap gibi dönüp duran gökten kıyas tut. Onun dönmesi nedendir? Onda müdebbir olan akıldan.
گردش این قالب همچون سپر ** هست از روح مستر ای پسر
Oğul, siper gibi olan bu kalıbın dönüşü, hareketi de gizli ruhtandır.
گردش این باد از معنی اوست ** همچو چرخی کان اسیر آب جوست
Bu rüzgârın hareketi onun mânasından ( o suretle zâhir olan mânadan, Tanrı kudretinden) dir değirmen çarkına benzer; çark, ırmak suyunun esiridir.
جر و مد و دخل و خرج این نفس ** از که باشد جز ز جان پر هوس
Bu nefesin alınıp verilmesi, girip çıkması da hevesli candan başka kimdendir?
Can, o nefesi, nefesle çıkan sözü, bazen cim haline kor; bazen de ha ve dal haline ( bu suretle de inkâr da bulunur). Gâh o sözü barış sözü yapar, gâh savaş sözü.