پیل را سوراخ سوراخ افکند ** سنگ مرغی کو به بالا پر زند
Ta yukarılarda uçan kuşun attığı bir taş, fili delik deşik eder.
دم گاو کشته بر مقتول زن ** تا شود زنده همان دم در کفن
Öldürülmüş adama kesilmiş öküzün kuyruğuyla vur da hemen dirilsin, kefeniyle kalksın.
حلقببریده جهد از جای خویش ** خون خود جوید ز خونپالای خویش
Kesilmiş boğazı, yerinden davransın, kanını dökenlerden kanını istesin denir.
همچنین ز آغاز قرآن تا تمام ** رفض اسبابست و علت والسلام2525
Bunlar ve bunlara benzer daha nice şeyler var… Kur’an, baştan sona sebepleri, illetleri nefyeder vesselâm.
کشف این نه از عقل کارافزا شود ** بندگی کن تا ترا پیداشود
Fakat bunları anlamak, işi uzatıp duran aklın harcı değildir. Kulluk et de bunlar sana keşfolsun!
بند معقولات آمد فلسفی ** شهسوار عقل عقل آمد صفی
Felsefeye sarılan kişinin aklı, akılla anlaşılabilen şeylere bağlanmış kalmıştır. Fakat temiz ve pak kişi, aklın aklının (Akl-ı Küll’ün) tek binicisi oldu.
از سیاهی و سپیدی فارغست ** نور ماهش بر دل و جان بازغست
O, karadan da kurtulmuştur, aktan da. Onun ayının nuru, gönle de yayılmıştır, sana da.
این سیاه و این سپید ار قدر یافت ** زان شب قدرست کاختروار تافت
Cüz’i akıl bu karayla akı, yine kadirden, bir yıldız gibi parlayıp âlemi aydınlatan Kadir gecesinden elde etmiştir.
قیمت همیان و کیسه از زرست ** بی ز زر همیان و کیسه ابترست
Keseyle dağarcığın değeri altındadır. İçinde altın olmayan keseyle dağarcığın ne kıymeti var?
همچنانک قدر تن از جان بود ** قدر جان از پرتو جانان بود2535
Nitekim tenin değeri de canla, fakat canın değeri de cananın ışığıyladır.
گر بدی جان زنده بی پرتو کنون ** هیچ گفتی کافران را میتون
Can, ışıksız diri olsaydı hiç kâfirlere “Ölü” denir miydi?
هین بگو که ناطقه جو میکند ** تا به قرنی بعد ما آبی رسد
Kendine gel, söyle, söyle ki söyleme kabiliyeti bizden sonraki zamanlarda aksın diye ırmak yolunu kazmakta.
گرچه هر قرنی سخنآری بود ** لیک گفت سالفان یاری بود
Her devirde söz söyleyen bulunur; bulunur ama geçmişlerin sözleri daha faydalıdır.
نه که هم توریت و انجیل و زبور ** شد گواه صدق قرآن ای شکور
Ey şükreden kişi, Tevrat, İncil ve Zebur, Kur’an’ın doğruluğuna şahadet etmedi mi?
روزی بیرنج جو و بیحساب ** کز بهشتت آورد جبریل سیب2540
Zahmetsiz ve sayıya gelmez bir rızık ara da Cebrail sana cennetten elma getirsin.
بلک رزقی از خداوند بهشت ** بیصداع باغبان بی رنج کشت
Hatta bahçıvanın lâflarıyla başın ağrımadan ekmek zahmetine düşmeden cennetin sahibinden rızıklanasın.
زانک نفع نان در آن نان داد اوست ** بدهدت آن نفع بی توسیط پوست
Çünkü ekmekteki fayda ve lezzet, Allah ihsanıdır. Dilerse sana o faydalı kabuğu, yani ekmeği vasıta etmeksizin de verir.
ذوق پنهان نقش نان چون سفرهایست ** نان بی سفره ولی را بهرهایست
Ekmeğin sureti, ekmekteki faydaya, zevk ve lezzete bir sofradır. Fakat sofrasız ekmek yemek, velinin harcıdır.
رزق جانی کی بری با سعی و جست ** جز به عدل شیخ کو داود تست
Can rızkını senin Davud’un olan şeyhin himmeti olmadıkça nasıl olur da çalışıp çabalamayla elde edebilirsin?
نفس چون با شیخ بیند کام تو ** از بن دندان شود او رام تو2545
Nefis şeyhle adım attığını, ona uyduğunu görürse zorla sana râm olur.
صاحب آن گاو رام آنگاه شد ** کز دم داود او آگاه شد
Öküz sahibi de Davud’un sözünü anlayınca râm oldu.
عقل گاهی غالب آید در شکار ** برسگ نفست که باشد شیخ یار
Şeyh sana dost oldu mu avda aklın, köpek nefse galip olur.
نفس اژدرهاست با صد زور و فن ** روی شیخ او را زمرد دیده کن
Nefis, yüzlerce hile, Hud’a sahibi bir ejderhadır. Fakat şeyhin yüzü, o ejderhanın gözüne karşı tutulan bir zümrüttür.
گر تو صاحب گاو را خواهی زبون ** چون خران سیخش کن آن سو ای حرون
Öküz sahibini zebun etmek istersen onu eşekler gibi bizle, o tarafa sür be hoyrat adam!
چون به نزدیک ولی الله شود ** آن زبان صد گزش کوته شود2550
Nefis, Allah velisine, yaklaşırsa dili yüz arşın kısalır.
صد زبان و هر زبانش صد لغت ** زرق و دستانش نیاید در صفت
Onun yüz dili vardır, her dilinde yüz lûgat, hilesi, riyası anlatılamaz ki!
مدعی گاو نفس آمد فصیح ** صد هزاران حجت آرد ناصحیح
Öküz nefsi dâva eden fasih sözler söyledi, yüz binlerce doğru olmayan delil getirdi.
شهر را بفریبد الا شاه را ** ره نتاند زد شه آگاه را
Bütün şehri kandırdı, yalnız padişahı kandıramadı, o her şeyi bilen padişahın yolunu vuramadı!
نفس را تسبیح و مصحف در یمین ** خنجر و شمشیر اندر آستین
Nefsin sağ elinde tespih ve Kur’an vardır ama yerinde de hançer ve kılıç gizlidir.
مصحف و سالوس او باور مکن ** خویش با او همسر و همسر مکن2555
Onun mushafına, onun riyasına kanma… Kendini onunla sırdaş, haldaş yapma!
سوی حوضت آورد بهر وضو ** واندر اندازد ترا در قعر او
Seni aptes al diye havuzun kenarına getirir de havuza, suyun ta dibine atıverir!
عقل نورانی و نیکو طالبست ** نفس ظلمانی برو چون غالبست
Akıl, nuranî ve iyi bir hak ve hakikat arayıcısıyken neden zulmanî nefis ona galip oluyor.
زانک او در خانه عقل تو غریب ** بر در خود سگ بود شیر مهیب
Neden mi? Nefis, kendi evinde, kendi yurdunda… Akılsa garip! Köpek bile kapısında korkunç bir aslan kesilir!
باش تا شیران سوی بیشه روند ** وین سگان کور آنجا بگروند
Hele sabret, aslanlar ormana gitsinler. Bu kör köpekler, o vakit onlara inanırlar.
مکر نفس و تن نداند عام شهر ** او نگردد جز بوحی القلب قهر2560
Şehirli, nefsin hilesini, tenin düzenini ne bilsin? O ancak kalbe gelen vahiyle kahredilebilir.
هر که جنس اوست یار او شود ** جز مگر داود کان شیخت بود
Kim onun cinsiyse ona dost olur. Ancak şeyhin olan Davut müstesna!
کو مبدل گشت و جنس تن نماند ** هر که را حق در مقام دل نشاند
Çünkü o varlığını tebdil etmiştir. Allah, kimi gönül makamına vasıl ederse o kişide ten cinsiyeti kalmaz.
خلق جمله علتیاند از کمین ** یار علت میشود علت یقین
Halk, umumiyetle bu cihan içinde illetlidir. İllet, şüphe yok ki illete dosttur.
هر خسی دعوی داودی کند ** هر که بی تمییز کف در وی زند
Her aşağılık kişi Davutluk dâvasına kalkışır. Anlamayan kişiler de ona yapışır.
از صیادی بشنود آواز طیر ** مرغ ابله میکند آن سوی سیر2565
Ahmak kuş, avcıdan kuş sesi duyar da o tarafa uçar gider.
نقد را از نقل نشناسد غویست ** هین ازو بگریز اگر چه معنویست
Davut olmadığı halde Davutluk dâvasına kalkışan, kendi malı olan şeyle başkasından naklettiği şeyi ayırt edemez, sapıktır o kişi. Kendine gel de manevi bir adam bile olsa kaç ondan!
رسته و بر بسته پیش او یکیست ** گر یقین دعوی کند او در شکیست
Onun yanında kurtulmuş kişiyle bağlı kişi birdir. Yakına eriştim diye iddia etse de şüphededir.
این چنین کس گر ذکی مطلقست ** چونش این تمییز نبود احمقست
Böyle adam, halk yanında zekâdan ibaret bile olsa mademki kendisinde bu anlayış, bu ayırt ediş yok ahmaktır!
هین ازو بگریز چون آهو ز شیر ** سوی او مشتاق ای دانا دلیر
Kendine gel, ondan ceylân, aslandan nasıl kaçarsa öyle kaç! Ey bilgili yiğit, sakın onun yanına koşma!
گریختن عیسی علیه السلام فراز کوه از احمقان
İsa Aleyhisselâm’ın ahmaklardan dağa kaçması
عیسی مریم به کوهی میگریخت ** شیرگویی خون او میخواست ریخت2570
Meryem oğlu İsa, sanki bir aslan kanını dökmek istiyormuş da ondan kaçıyormuş gibi bir dağa kaçıyordu.
آن یکی در پی دوید و گفت خیر ** در پیت کس نیست چه گریزی چو طیر
Birisi, ardından koşup dedi ki: “Hayrola… Peşinde kimse yok, neden böyle kuş gibi kaçıyorsun?”