-
گفت سازندهی سبب را آن نفس ** ای خدا تو رحمتی کن بر عسس 4805
- O sebebi halk eden Allah’a o anda hamd ederek dedi ki. “Yarabbi, sen bekçiye rahmet et!”
-
ناشناسا تو سببها کردهای ** از در دوزخ بهشتم بردهای
- Bilinmez, anlaşılmaz sebepler halk etmişsin. Beni cehennem kapısından cennete almışsın!
-
بهر آن کردی سبب این کار را ** تا ندارم خوار من یک خار را
- Hiç kimseyi, hiçbir şeyi hor görmeyeyim diye şu işe bunu sebep ettin.
-
در شکست پای بخشد حق پری ** هم ز قعر چاه بگشاید دری
- Ayak kırıldı mı Allah kanat ihsan eder. Kuyunun dibinden bile bir kapı açar da.
-
تو مبین که بر درختی یا به چاه ** تو مرا بین که منم مفتاح راه
- Sen ağaç üstünde ol, kuyu dibinde bulun, buna bakma… Beni gör, bana bak ki yolun anahtarı benim, yolu ben açarım der!”
-
گر تو خواهی باقی این گفت و گو ** ای اخی در دفتر چارم بجو 4810
- Kardeşim, gayrı bu hikâyenin arda kalan kısmını anlamak istersen dördüncü ciltte ara!