خواهرانت را ز بخششهای راد ** هیچ میدانی که آن سلطان چه داد
O padişahın, kız kardeşlerine yüce ve bol bahşişlerden neler verdiğini hiç bilir misin?
تو ز شادی چون گرفتی طبلزن ** که منم شاه و رئیس گولحن
Hâlbuki sen neş’e ile “Külhanın padişahı ve başbuğu benim” diye davul dövmedesin!
مثل قانع شدن آدمی به دنیا و حرص او در طلب دنیا و غفلت او از دولت روحانیان کی ابنای جنس ویاند و نعرهزنان کی یا لیت قومی یعلمون
İnsanın dünyaya kâni olup hırsla dünyayı dilemesi ve kendi cinsinden olan ruhaniler “Ne olurdu, kavmimiz halimizi bilse” diye bağırıp dururken onların devletinden gafil olması
آن سگی در کو گدای کور دید ** حمله میآورد و دلقش میدرید1045
Hani bir köpek, çukur içinde kör dilenciyi gördü de saldırdı, hırkasını yırttıydı ya!
گفتهایم این را ولی باری دگر ** شد مکرر بهر تاکید خبر
Bunu söyledik ama tenkit için bir kere daha söylüyoruz.
کور گفتش آخر آن یاران تو ** بر کهند این دم شکاری صیدجو
Kör dedi ki: Senin dostların şimdi dağlarda av arıyorlar...
قوم تو در کوه میگیرند گور ** در میان کوی میگیری تو کور
Hısımların dağda yaban eşeği avlıyorlar... Sense köy ortasında kör tutuyorsun!
ترک این تزویر گو شیخ نفور ** آب شوری جمع کرده چند کور
A yücelerden kaçan şeyh, bu hileyi bırak! Sen, başına birkaç körü toplamış acı suya benziyorsun!
کین مریدان من و من آب شور ** میخورند از من همی گردند کور1050
Âdeta bunlar benim dervişlerimdir... Ben de acı suyum. Benden içerler de böyle kör olurlar diyorsun!
آب خود شیرین کن از بحر لدن ** آب بد را دام این کوران مکن
Suyunu Ledün denizinden tatlı bir hale getir. Kötü suyu bu körlere tuzak yapma!
خیز شیران خدا بین گورگیر ** تو چو سگ چونی بزرقی کورگیر
Kalk, yaban eşeği avlayan Allah aslanlarını gör... Sen, neden köpek gibi hileyle kör avlamadasın?
گور چه از صید غیر دوست دور ** جمله شیر و شیرگیر و مست نور
Onlara yaban eşeği avlıyorlar dedim... Fakat yaban eşeği de nedir ki? Onlar sevgiliden başkasını avlamazlar... Hepsi de aslandır, aslan avcısıdır, nur sarhoşudur!
در نظاره صید و صیادی شه ** کرده ترک صید و مرده در وله
Avı ve padişahın avcılığını seyrederken hepsi de avlanmayı bırakmışlar, hayran olup can vermişlerdir!
همچو مرغ مردهشان بگرفته یار ** تا کند او جنس ایشان را شکار1055
O cinsten olan kuşları avlamak için avcılar nasıl ellerine ölü bir kuş alırlarsa sevgili de onları eline almıştır.
مرغ مرده مضطر اندر وصل و بین ** خواندهای القلب بین اصبعین
O ölü kuş vuslat ve firkat arasında ihtiyarsız bir haldedir. “Kalp, Allah’ın iki parmağı arasındadır” hadisini okumadın mı?
مرغ مردهش را هر آنک شد شکار ** چون ببیند شد شکار شهریار
Ölü kuşa avlanan dikkat ederse görür ki padişaha avlanmıştır.
هر که او زین مرغ مرده سر بتافت ** دست آن صیاد را هرگز نیافت
Bu ölü kuştan baş çeken, asla avcının elini bulamaz!
گوید او منگر به مرداری من ** عشق شه بین در نگهداری من
Ölü kuş der ki: benim murdarlığıma bakma padişahın bana olan aşkına bak... Bak da beni nasıl görüp gözetmekte, bir gör!
من نه مردارم مرا شه کشته است ** صورت من شبه مرده گشته است1060
Ben pis değilim... Beni padişah öldürdü; suretim, ölüye benzedi.
جنبشم زین پیش بود از بال و پر ** جنبشم اکنون ز دست دادگر
Bundan önce kanadımla uçuyordum; şimdiyse hareketim, padişahın elinden.
جنبش فانیم بیرون شد ز پوست ** جنبشم باقیست اکنون چون ازوست
Fâni hareketim, derimden çıktı gitti... Şimdiki hareketim bâki, çünkü ondan!
هر که کژ جنبد به پیش جنبشم ** گرچه سیمرغست زارش میکشم
Benim hareketime karşı eğri harekette bulunanı, simurg bile olsa perişan eder, ağlatır, inletir, öldürürüm!
هین مرا مرده مبین گر زندهای ** در کف شاهم نگر گر بندهای
Diriysen aklını başına topla da beni ölü görme... Kulsan benim padişah elinde olduğumu gör!
مرده زنده کرد عیسی از کرم ** من به کف خالق عیسی درم1065