ورنه خود تیری شود آن تیرگی ** در رسد در تو جزای خیرگی2465
Yoksa o karalık sana bir ok olur... Sersemliğinin cezası sana erişir!
ور نیاید تیر از بخشایش است ** نه پی نادیدن آلایش است
Ok gelmezse lütuf ve kerem yüzünden gelmez; o kötülük görülmediğinden değil.
هین مراقب باش گر دل بایدت ** کز پی هر فعل چیزی زایدت
Kendine gel de eğer sana gönül gerekse dikkat et... Çünkü her işin ardından senin için bir şey meydana gelir!
ور ازین افزون ترا همت بود ** از مراقب کار بالاتر رود
Himmetin bundan fazla olursa dikkatle işin, daha yücelir!
بیان آنک تن خاکی آدمی همچون آهن نیکو جوهر قابل آینه شدن است تا درو هم در دنیا بهشت و دوزخ و قیامت و غیر آن معاینه بنماید نه بر طریق خیال
İnsanın topraktan yaratılan bedenî, cevheri iyi bir demire benzer, ayna olmaya kabiliyeti vardır, onda dünyada da cennet, cehennem, kıyamet vesaire görünür, hem de apaçık ve doğru olarak, hayal yoluyla değil!
مانع آید او ز دید آفتاب ** چونک گردش رفت شد صافی و ناب2485
Güneşin görünmesine mâni olur... Fakat tozu gitti mi saf ve parlak bir hale gelir.
با کمال تیرگی حق واقعات ** مینمودت تا روی راه نجات
Canın kapkara olmakla beraber Allah, kurtuluş yolunu bulasın diye sana rüyalar göstermiştir.
باز گفتن موسی علیهالسلام اسرار فرعون را و واقعات او را ظهر الغیب تابخبیری حق ایمان آورد یا گمان برد
Musa aleyhisselâm'ın Firavun'un sırlarını söylemesi, Allah’ın bildiğine inanması yahut hiç olmazsa galiba biliyor diye şüpheye düşmesi için gaybdan haber vererek gördüğü rüyaları söylemesi
ز آهن تیره بقدرت مینمود ** واقعاتی که در آخر خواست بود
Allah, sonunda olacak şeyleri kudretiyle kapkara demirde gösterdi.
تا کنی کمتر تو آن ظلم و بدی ** آن همیدیدی و بتر میشدی
Bu suretle senin daha az kötülük etmeni diledi... Fakat sen, hep bunları gördüğün halde daha beter oluyordun!
نقشهای زشت خوابت مینمود ** میرمیدی زان و آن نقش تو بود
Sana rüyada kötü şeyler gösterdi. Onlardan ürktün, hâlbuki o kötü şeyler, senin suretindi.
همچو آن زنگی که در آیینه دید ** روی خود را زشت و بر آیینه رید2490
Hani aynaya bakınca yüzünü çirkin görüp aynayı pisleyen Zenci gibi!
که چه زشتی لایق اینی و بس ** زشتیم آن تواست ای کور خس
Tükürmüş de sen çirkinsin, lâyığın ancak bu demiş, ayna da çirkinliğim, senin çirkinliğim a kör ve aşağılık adam!
این حدث بر روی زشتت میکنی ** نیست بر من زانک هستم روشنی
Bu pisliği de kendi çirkin yüzüne bulaştırdın, bana değil. Çünkü ben apaydınım demiş!
گاه میدیدی لباست سوخته ** گه دهان و چشم تو بر دوخته
Sen gâh elbiseni yanmış gördün; gâh ağzın tutulmuş, gözün kör olmuş gördün.
گاه حیوان قاصد خونت شده ** گه سر خود را به دندان دده