با محمد بود عشق پاک جفت ** بهر عشق او را خدا لولاک گفت
Pak, aşk, Muhammed'le eşti. Tanrı aşk yüzünde ona "Sen olmasaydın..." dedi.
منتهی در عشق چون او بود فرد ** پس مر او را ز انبیا تخصیص کرد
Hasılı o, aşktan tekti. Onun için Tanrı, onu pevgamberler içinden seçti.
گر نبودی بهر عشق پاک را ** کی وجودی دادمی افلاک را
Sen, pak aşka mensup olmasaydın, sende aşk olmasaydı dedi, hiç gökleri var eder miydim?
من بدان افراشتم چرخ سنی ** تا علو عشق را فهمی کنی 2740
Ben, aşkın yüceliğini anlayasın diye kadri yüce göğü yücelttim.
منفعتهای دیگر آید ز چرخ ** آن چو بیضه تابع آید این چو فرخ
Gökten daha başka faydalar da gelir. O yumurta gibidir. Bu, civciv gibi ona tabidir.
خاک را من خوار کردم یک سری ** تا ز خواری عاشقان بویی بری
Âşıkların horluğundan bir koku alasın diye toprağı tamamiyle hor ettim, ayaklar altına serdim.
خاک را دادیم سبزی و نوی ** تا ز تبدیل فقیر آگه شوی
Aşkla bir yoksul nasıl değişir, anlaman için toprağa yeşillik ve tazelik verdim.
با تو گویند این جبال راسیات ** وصف حال عاشقان اندر ثبات
Şu yerinden kımıldamıyan dağlar da sana âşıkların sebatını söyler.
گرچه آن معنیست و این نقش ای پسر ** تا به فهم تو کند نزدیکتر 2745
Gerçi oğul, o mânadır, bunlar suret. Fakat anlayışa yaklaştırmak için lâzım bu.
غصه را با خار تشبیهی کنند ** آن نباشد لیک تنبیهی کنند
Kederi, dikene benzetirler. Dikenin kendisi değildir, bu benzetiş, ancak uyandırmak, anlatmak içindir.
آن دل قاسی که سنگش خواندند ** نامناسب بد مثالی راندند
Katı gönüle taş derler. Gönlün taşla münasebeti yoktur, fakat bir örnektir verirler işte.
در تصور در نیاید عین آن ** عیب بر تصویر نه نفیش مدان
Düşünce de onun tıpkısı olmaz. Fakat öyle değildir deme de ayıbı benzetişe, anlatışa ver.
رفتن این شیخ در خانهی امیری بهر کدیه روزی چهار بار به زنبیل به اشارت غیب و عتاب کردن امیر او را بدان وقاحت و عذر گفتن او امیر را
Şeyhin bir gün içinde dört kere zembille dilenmek üzere Tanrı buyruğiyle bir beyin evine gitmesi, beyin onu azarlayıp kötü söylemesi, Şeyhin de özür dilemesi
شیخ روزی چار کرت چون فقیر ** بهر کدیه رفت در قصر امیر
Şeyh bir günde yoksul gibi dört kere bir beyin köşküne gitti.
در کفش زنبیل و شی لله زنان ** خالق جان میبجوید تای نان 2750
Zembili elinde, Tanrı için canı yaratan, sizden bir lokma ekmek istiyor sözleri dilindeydi.
نعلهای بازگونهست ای پسر ** عقل کلی را کند هم خیرهسر
Oğul, bunlar, aklı küll'ü bile şaşırtan, sersem eden tersine çakılmış nallardır.
چون امیرش دید گفتش ای وقیح ** گویمت چیزی منه نامم شحیح
Bey, onu görünce : Kötü kişi dedi, sana bir şey söyleyeceğim ama bana nekes deme.
این چه سغری و چه رویست و چه کار ** که به روزی اندر آیی چار بار
Bu ne küstahlık, bu ne utanmaz yüz, bu ne çeşit iş? Bir günde tam dört kere geliyorsun.
کیست اینجا شیخ اندر بند تو ** من ندیدم نر گدا مانند تو
A Şeyh, burada seninle mukayyet olacak kim var ki ? Ben senin gibi küstah bir dilenci görmedim.
حرمت و آب گدایان بردهای ** این چه عباسی زشت آوردهای 2755
Dilencilerin namusunu berbat ettin. Bu yaptığın, ne çirkin Abbaslık?
غاشیه بر دوش تو عباس دبس ** هیچ ملحد را مباد این نفس نحس
Abbası Debs, senin hizmetkârın olamaz. Bu şom nefis, hiçbir mülhitte olmasın.