-
جز نظاره نیست قسم دیگران ** از سعودش غافلند و از قران
- Başkaları, yıldızları ancak seyrederler, ne kutlularından haberleri vardır, ne kırandan.
-
آشنایی گیر شبها تا به روز ** با چنین استارهای دیوسوز 4230
- Geceleri tâ sabahlara kadar böyle şeytanları yakıp yandıran yıldızlarla aşinalık et.
-
هر یکی در دفع دیو بدگمان ** هست نفطانداز قلعهی آسمان
- Her biri, kötü zanna kapılmış Şeytanı defetmek için gök kalesinden âdeta neft atmaktadır.
-
اختر ار با دیو همچون عقربست ** مشتری را او ولی الاقربست
- Yıldızlar, Şeytana akrep gibidirler, fakat müşteriye en yakın bir dosttur onlar.
-
قوس اگر از تیر دوزد دیو را ** دلو پر آبست زرع و میو را
- Yay, okla Şeytanı oklar, bir yere mıhlarsa ekinleri, meyvaları sulamak için kova, suyla dolu.
-
حوت اگرچه کشتی غی بشکند ** دوست را چون ثور کشتی میکند
- Balık, gerçi azgınlık gemisini kırarsa da dost için öküz gibi ekin eker.
-
شمس اگر شب را بدرد چون اسد ** لعل را زو خلعت اطلس رسد 4235
- Güneş, geceyi aslan gibi paralarsa da lâal, onun yüzünden atlas elbiselere nail olur.
-
هر وجودی کز عدم بنمود سر ** بر یکی زهرست و بر دیگر شکر
- Yokluktan başgösteren her varlık, birine zehirdir, öbürüne şeker.
-
دوست شو وز خوی ناخوش شو بری ** تا ز خمرهی زهر هم شکر خوری
- Dost ol, kendi kötü huyundan ayrıl da zehir küpünden bile şeker ye!
-
زان نشد فاروق را زهری گزند ** که بد آن تریاق فاروقیش قند
- Faruki tiryak, ona şeker kesilmişti de onun için zehir, Faruk'a bir zarar vermedi.