سبلتان توبه یک یک بر کنی ** توبه سایهست و تو ماه روشنی
Dilersen, tövbenin bıyıklarını bir bir yolarsın. Tövbe, bir gölgedir, sense aydın bir ay.
ای ز تو ویران دکان و منزلم ** چون ننالم چون بیفشاری دلم 570
Ey yüzünden dükkânım, durağım yıkılmış olan dilber, kalbimi sıkmaktasın, nasıl feryat etmeyeyim?
چون گریزم زانک بی تو زنده نیست ** بی خداوندیت بود بنده نیست
Senden nasıl kaçabilirim ki sensiz bir diri bile yoktur. Senin Allahlığın olmadıkça kulun varlığı olamaz.
جان من بستان تو ای جان را اصول ** زانک بیتو گشتهام از جان ملول
Ey canların aslı, canımı al benim. Sensiz bu candan usandım artık.
عاشقم من بر فن دیوانگی ** سیرم از فرهنگی و فرزانگی
Deliliğe âşığım, akıllılığa, usluluğa doydum.
چون بدرد شرم گویم راز فاش ** چند ازین صبر و زحیر و ارتعاش
Utancımı yırttım, paraladım mı hiç olmazsa sırrımı açık söylerim. Ne zamana dek bu sabır, ne zamana dek bu mihnet ve titreyiş?
در حیا پنهان شدم همچون سجاف ** ناگهان بجهم ازین زیر لحاف 575
Saçak gibi âr ve hayâ altında gizlendim kaldım. Birdenbire şu yorganın altından bir sıçrayayım.
ای رفیقان راهها را بست یار ** آهوی لنگیم و او شیر شکار
Yoldaşlar, sevgili, yolları bağladı. Biz topal ceylânlarız, o avlanan bir aslan.
جز که تسلیم و رضا کو چارهای ** در کف شیر نری خونخوارهای
Ona teslim olmak, emrine boyun eğmekten başka, böyle bir kan döken erkek aslana karşı ne çaremiz var?
او ندارد خواب و خور چون آفتاب ** روحها را میکند بیخورد و خواب
O, güneş gibi ne uyumakta, ne bir şey yemekte. Ruhları da uyutmamakta,ruhlara da bir şey yedirmemekte.
که بیا من باش یا همخوی من ** تا ببینی در تجلی روی من
Gel demekte, ya ben ol, ya benim huyumla huylan da sana tecelli edeyim, yüzümü gör.
ور ندیدی چون چنین شیدا شدی ** خاک بودی طالب احیا شدی 580
Görmediysen neden böyle çıldırdın... Topraktan neden dirilmeyi istiyorsun?
گر ز بیسویت ندادست او علف ** چشم جانت چون بماندست آن طرف
Mekânsızlık mekânından sana ot vermeseydi can gözün, o tarafa dikilir kalır mıydı hiç?
گربه بر سوراخ زان شد معتکف ** که از آن سوراخ او شد معتلف
Kedi, delikten rızıklanır da onun için delik başında bekler durur.
گربهی دیگر همیگردد به بام ** کز شکار مرغ یابید او طعام
Başka bir kedi de damlarda gezinir.Çünkü kuş avlar, onunla rızıklanır.
آن یکی را قبله شد جولاهگی ** وآن یکی حارس برای جامگی
Birisi çulhacılığı kıble edinmiştir, öbürü kaftan parası için padişaha bekçilik yapar.
وان یکی بیکار و رو در لامکان ** که از آن سو دادیش تو قوت جان 585
Bir başkası da işsiz güçsüzdür, yüzünü mekânsızlık yurduna tutmuştur. Çünkü onun can gıdasını da oradan sen vermedesin.
کار او دارد که حق را شد مرید ** بهر کار او ز هر کاری برید
İradesini Allah’ya verenin işi iştir. O, Allah işi için her işten kesilmiştir.
دیگران چون کودکان این روز چند ** تا شب ترحال بازی میکنند
Başkaları şu birkaç gün içinde ta göç gecesine kadar çocuklar gibi oyuna dalıp giderler.
خوابناکی کو ز یقظت میجهد ** دایهی وسواس عشوهش میدهد
Uyuyan biri sıçrayıp uyandı mı vesveseler dadısı ona işveler yapar.
رو بخسپ ای جان که نگذاریم ما ** که کسی از خواب بجهاند ترا
Hadi der canım yavrum uyu. Kimsenin seni uyandırmasına razı değiliz biz.
هم تو خود را بر کنی از بیخ خواب ** همچو تشنه که شنود او بانک آب 590
Senin, kendi kendini uykudan çekip koparman lâzım... su sesini duyan susuz gibi hani.
بانگ آبم من به گوش تشنگان ** همچو باران میرسم از آسمان
Ben, susuzların kulağına gelen bir su sesiyim. Yağmur gibi göklerden yağarım ben.
بر جه ای عاشق برآور اضطراب ** بانگ آب و تشنه و آنگاه خواب
Âşık, sıçra, şu ıstıraptan kurtul. Hem susuzluk, hem su sesini duymak, hem de uyku... Bu nasıl olur?
حکایت آن عاشق کی شب بیامد بر امید وعدهی معشوق بدان وثاقی کی اشارت کرده بود و بعضی از شب منتظر ماند و خوابش بربود معشوق آمد بهر انجاز وعده او را خفته یافت جیبش پر جوز کرد و او را خفته گذاشت و بازگشت
Bir âşık,sevgilisinin verdiği söze uyup geleceği yere geldi,fakat gece uzadı,o da beklerken uykusu gelip daldı.Sevgilisi,va’idinde durdu, geldi.Fakat onu uyur görünce cebini cevizle doldurup gitti
عاشقی بودست در ایام پیش ** پاسبان عهد اندر عهد خویش
Eski zamanlarda bir âşık vardı, devrinde ahdinde duran bir âşıktı o.
سالها در بند وصل ماه خود ** شاهمات و مات شاهنشاه خود
Yıllarca zaman ay yüzlü sevgilisine bağlanmış, padişahına âdeta esir olmuştu.
عاقبت جوینده یابنده بود ** که فرج از صبر زاینده بود 595
Arayan nihayet bulur. Kurtuluş, sabırdan doğar.
گفت روزی یار او که امشب بیا ** که بپختم از پی تو لوبیا
Sevgilisi bir gün, bu gece gel dedi, senin için ballar börekler yaptım.
در فلان حجره نشین تا نیمشب ** تا بیایم نیمشب من بی طلب
Falan odada gece yarısına kadar bekle de geceleyin sen çağırmadan ben gelirim.
مرد قربان کرد و نانها بخش کرد ** چون پدید آمد مهش از زیر گرد
Adam, kurban kesti, ekmekler dağıttı.Beklediği ay, toz altından çıkmış görünmüştü.
شب در آن حجره نشست آن گرمدار ** بر امید وعدهی آن یار غار
O hararetli âşık geceleyin, sevgilisinin vaadine ümitlenerek o odaya gelip oturdu.
بعد نصف اللیل آمد یار او ** صادق الوعدانه آن دلدار او 600
Gece yarısı geçince va’dinde duran sevgilisi çıka geldi.
عاشق خود را فتاده خفته دید ** اندکی از آستین او درید
Fakat âşığını uyuyor buldu. Yeninden bir parça kesti.
گردگانی چندش اندر جیب کرد ** که تو طفلی گیر این میباز نرد
Sen çocuksun, bunlarla oynaya dur diye cebine de birkaç tane ceviz koydu.
چون سحر از خواب عاشق بر جهید ** آستین و گردگانها را بدید
Âşık, geceleyin uykusundan sıçrayıp uyanınca yanı başında yenini, cebindede cevizleri gördü.
گفت شاه ما همه صدق و وفاست ** آنچ بر ما میرسد آن هم ز ماست
Dedi ki: Padişahımız, doğruluktan, vefadan ibaret. Bize ne geliyorsa bizden geliyor!
ای دل بیخواب ما زین ایمنیم ** چون حرس بر بام چوبک میزنیم 605
Ey uykusuz gönül, biz bundan eminiz. Çünkü bekçi gibi dam üstünde elimizde sopa beklemekteyiz.
گردگان ما درین مطحن شکست ** هر چه گوییم از غم خود اندکست
Cevizlerimiz, bu değirmende kırıldı, derdimize ait ne söylesen azdır.
عاذلا چند این صلای ماجرا ** پند کم ده بعد ازین دیوانه را
Ey bizi kınayan, bu macerayı ne vakte dek dinleyip duracağız? Bundan böyle artık deliye az öğüt ver.
من نخواهم عشوهی هجران شنود ** آزمودم چند خواهم آزمود
Ben artık ayrılık işvesine ait sözleri duymak istemem. Bunu sınadım, ne vakte dek sınamaya devam edeceğim.
هرچه غیر شورش و دیوانگیست ** اندرین ره دوری و بیگانگیست
Bu yolda coşup köpürmekten, deli divane olmaktan başka ne varsa uzaklıktır, yabancılıktır.
هین بنه بر پایم آن زنجیر را ** که دریدم سلسلهی تدبیر را 610
Derhal kalk, ayağıma o zinciri vur.Çünkü ben, tedbir silsilesini yırttım gitti.