English    Türkçe    فارسی   

1
1014-1038

  • Altı yüz bin yıllık zahidin, o buzağının ağzını bağladı;
  • Bu suretle din bilgisi sütünü emmesine, o yüce ve sağlam köşkün etrafında dönüp dolaşmasına mâni oldu. 1015
  • Duygu ehlinin, yalnız zâhire itibar edenlerin bilgileri, o yüce bilgiden süt emenler için ağız bağıdır.
  • Gönül katresine bir inci düştü ki o inci denizlere; feleklere bile verilmemiştir.
  • Ey surete tapan! Niceye dek suret kaygısı? Senin manasız canın suretten kurtulmadı gitti.
  • Eğer insan, suretle insan olsaydı Ahmed’le Ebucehil müsavi olurdu.
  • Duvar üstüne yapılan insan resmi de insana benzer. Bak, sûret bakımından nesi eksik* 1020
  • O parlak resmin yalnız canı noksan. Yürü, o nadir bulunur cevheri ara;
  • Eshab-ı Kehf’in köpeğine el verilince, dünyadaki bütün aslanların başları alçaldı.
  • Canı, nur denizinde gark olduktan sonra ona, kötü ve çirkin suretin ne ziyanı var?
  • Kalemler sureti övmezler. Kitaplara da adamın suretine ait vasıflar değil, “âlim, adalet sahibi” gibi zatına ait vasıflar yazılır.
  • Bilgi ve adalet sahibi… Hep manadır, onları önde, artta, bir yerde bulamazsın, 1025
  • Zata ait sıfatlar Lâmekân elinden cana şûle vermektedir, can güneşi, göklere sığamaz” dedi.
  • Tavşanın bilgisi, bilginin fazileti ve faydaları
  • Bu sözün sonu yoktur. Kulak ver, tavşan hikâyesini anla!
  • Eşekkulağını sat, başka bir kulak al ki bu sözü eşekkulağı anlayamaz!
  • Yürü, tavşanın tilki gibi kurnazlığına bak, onun düşüncesini ve aslanı mağlup edişini gör!
  • Bilgi, Süleyman mülkünün hâtemidir; bütün âlem cesettir, ilim candır. 1030
  • Bu hüner yüzünden denizlerin, dağların, ovaların mahlûkatı, insanoğluna karşı âciz kalmıştır.
  • O yüzden kaplan, aslan; fare gibi korkmaktadır. O yüzden ovada, dağda bütün vahşi hayvanlar gizlenmişlerdir.
  • O yüzden periler, şeytanlar, kenarı boylamışlar, her biri gizli bir yerde mekân tutmuşlardır.
  • İnsanoğlunun gizli düşmanı çoktur. İhtiyata riayet eden kişi, akıllıdır.
  • Bizden gizli; güzel, çirkin, nice mahlûkat vardır ki onlar, daima gönül kapısının çalıp dururlar. 1035
  • Yıkanmak için dereye girince derenin dibindeki diken sana zarar verir;
  • Gerçi diken suyun dibinde gizlidir, fakat sana batınca mevcudiyetini anlarsın.
  • Vahiy ve vesveselerin ıstırapları, binlerce kişiden gelir, bir kişiden değil.