English    Türkçe    فارسی   

1
1500-1524

  • Anlayışı kıt biriside şu cebir ve ihtiyar meselesine yol bulsun, bu işi anlasın diye söylediğimiz bu söz, aklî bir söz, aklî bir bahistir. Fakat zaten bu hilekâr akıl, akıl değildir ki. 1500
  • Aklî bahis, inci ve mercan bile olsa can bahsi, başka bir bahistir.
  • Can bahsi başka bir makamdır, can şarabının başka bir kıvamı vardır.
  • Akıl bahisleri hüküm sürdüğü sırada Ömer’le Ebülhakem sırdaştı.
  • Fakat Ömer, akıl âleminden can âlemine gelince can bahsinde Ebülhakem, Ebucehil oldu.
  • Ebucehil, cana nispetle esasen cahil olmakla beraber his ve akıl bakımından kâmildi. 1505
  • Akıl ve bahsi, bil ki eser, yahut sebeptir (Onunla müessir ve müsebbip anlaşılır). Can bahsi ise büsbütün şaşılacak bir şeydir.
  • Ey nur isteyen! Can ziyası parladı; lâzım, mülzem, nâfî, muktazî kalmadı. Bir gören kişinin.
  • Nuru doğmuş parlamaktayken sopa gibi bir delilden vazgeçeceği meydandadır.
  • “ Ve Hüve maaküm eynemâ küntüm “ âyetinin tefsiri
  • Yine hikâyeye geldik; zaten ne zaman hikâyeden ayrıldık ki?
  • Cehil bahsine gelirsek o Tanrı’nın zindanıdır; ilim bahsine gelirsek onun bağı ve sayvanı. 1510
  • Uyursak onun sarhoşlarıyız; uyanık olursak onun hikâyesinden bahsetmekteyiz.
  • Ağlarsak rızıklarla dolu bulutuyuz; gülersek şimşek!
  • Kızar, savaşırsak bu, kahrının aksidir, barışır, özür serdedersek muhabbetinin aksidir.
  • Bu dolaşık ve karmakarışık âlemde biz kimiz? Elif gibiyiz. Elifinse esasen, hiç ama hiçbir şeyi yoktur!
  • Elçinin Ömer’den - Tanrı ondan razı olsun - , ruhların bu balçığa müptelâ olmalarının sebebini sorması
  • Ömer’e “O duru suyun bulanık yerde hapsedilmesinin hikmeti ne, bunda ne sır var? 1515
  • Duru su, toprakta gizlenmiş; saf can cisimlerde mukayyet olmuş, sebebi nedir?” dedi.
  • Ömer dedi ki: “Sen derin bir bahse dalıyorsun. Meselâ manayı harflerle takyit eder(bir söz söylersin).
  • Serbest olan manayı hapsettin, nefesi bir kelime ile takyit eyledin.
  • Sen faydadan mahcup iken; ruhun bedene gelmesindeki faydayı bilmezken; bunu, bir fayda elde etmek için yaparsın da.
  • Fayda, kendisinde zuhur eden Tanrı, bizim gördüğümüzü nasıl görmez? 1520
  • Mananın kelimelerle söylenmesinde yüz binlerce fayda var. Bu faydaların her biri, canın cesede girmesindeki faydaya nispetle pek değersiz.
  • Cüzilerin cüz’ü olan senin bu nefesin, bu söz söylemen, küllî bir fayda temin ederse ruhun bedene girmesiyle meydana gelen küll, neden faydasız olsun?
  • Sen bir cüz iken fayda görüyorsun. O halde neden kınama elini külle uzatıyor, onu neden kınıyorsun?
  • Sözün faydası yoksa söyleme, varsa itirazı bırakıp şükretmeye çalış!