English    Türkçe    فارسی   

1
1647-1671

  • Lokma tohumdur mahsulü fikirlerdir. ; lokma denizdir, incileri fikirlerdir.
  • Hizmete meyletmek ve o cihana gitmek azmi, ağıza alınan lokmanın helâl olmasından doğar
  • Tacirin Hindistan dudularından gördüğünü duduya söylemesi
  • Tacir alışverişi bitirip muradına nail olarak evine geri geldi.
  • Her köleye armağan getirdi, her halayığa ihsan da bulundu. 1650
  • Dudu “ Bu kulun armağanı hani? Ne gördün ve ne dedinse söyle” dedi.
  • Tacir, “Söylemem, zaten elimi çiğneyip parmaklarımı ısırarak,
  • Cahilliğimden, akılsızlığımdan böyle saçma haberi niye götürdüm diye hâlâ pişman olup durmaktayım” dedi.
  • Dudu, “Efendim, pişmanlık neden, bu hiddete bu gama ne sebep oldu?” dedi.
  • Tacir dedi ki: “Şikâyetlerini sana benzeyen dudulara söyledim. 1655
  • İçlerinden biri senin derdini anlayınca ödü patladı, titreyip öldü.”
  • Ben “Ne yaptım da bu sözü söyledim” diye pişman oldum ama bir kere söylemiş bulundum. Pişmanlık ne fayda verir?
  • Ağızdan bir kere çıkan söz, bil ki yaydan fırlayan ok gibidir.
  • Oğul, o ok gittiği yerden geri dönmez, seli baştan bağlamak gerek.
  • Sel önce bir kere coşup da etrafı kapladıktan sonra dünyayı harap etse şaşılmaz. 1660
  • Yapılan işin Gayb Âleminde eserleri doğar, o meydana gelen eserler, halkın hükmüne tâbi değildir.
  • Onların bize nispeti varsa da hepsi, ancak tek Tanrı tarafından yaratılmıştır.
  • Meselâ Amr’e Zeyd bir ok atar; o ok, Amr’i kaplan gibi yaralar.
  • Yara, bir yıl kadar Amr’ın vücudunda ağrılar, sızılar meydana getirir. O dertleri, Hak yaratmıştır, insan değil.
  • Oka hedef olan Amr, o anda korkudan ölürse, yahut ölümüme kadar bedeninde yaralar, bereler vücuda gelir de, 1665
  • O ağrılardan, o illetlerden ölürse Zeyd’e; ilk sebepten, ok attığından dolayı katil de!
  • Hepsi, Tanrı’nın icadı ise de o ağrıları Zeyd’e nispet et!
  • Ekin ekmek, nefes almak, tuzak kurmak, çiftleşmek de böyledir. Onların sesleri hep Hakk’a mutîdir (eken, nefes alan, tuzak kuran, çiftleşen kuldur; bitiren, yaşatan, tuzağa düşüren, doğurtan yahut bunların aksini meydana getiren Hak’tır).
  • Velîlerde Tanrı’dan öyle bir kudret vardır ki atılmış oku yoldan geri çevirirler.
  • Tanrı velisi, pişman olursa sebeplere eserlerin kapılarını kapar (fiilleri neticesiz bırakır). Fakat bunu, Tanrı eliyle yapar. 1670
  • Tanrı kudretiyle; söylenmiş bir sözü söylenmemiş hale getirir. Bir halde ki ne şiş yanar ne kebap!