English    Türkçe    فارسی   

1
1999-2023

  • Terazide her ikisini de birlikte tartarlar. Çünkü nebatat ve sap… İkisi de bedenle can gibi bağdaşmıştır.
  • Şu halde büyükler, bu sözü boş yere söylemediler: Temiz kişilerin cisimleri de, can gibi saftır. 2000
  • Onların sözleri de nişanı olmayan ve bir kayda gelmeyen can olmuştur, nefisleri de, suretleri de.
  • Onlara düşman olanların canları ise sırf cisimdir. O düşman, tavla oyununda kırılmış zar gibi faydasızdır, ancak bir addan ibarettir.
  • Düşman toprağa girdi, tamamı ile toprak oldu. Bu ise tuzlaya düşüp tamamı ile arındı.
  • O tuz, öyle bir tuzdur ki Muhammed, ondan meslâhat kazanmış, o yüzden melih sözü fasih olmuştur.
  • Bu tuz, bu melâhat, ondan miras kalmıştır; vârisleri de seninledir, ara bul! 2005
  • Vârisler senin huzurunda oturuyorlar, fakat nerede senin huzurun? Senin önündedirler, fakat nerede önü sonu düşünen can?
  • Eğer sen, kendinde ön, art olduğunu sanıyorsan cisme bağlısın, candan mahrumsun.
  • Alt, üst, ön, art; cismin vasfıdır. Nurani olan can ise bunlardan münezzeh ve cihetsizdir.
  • Kısa görüşlüler gibi zanna düşmemek için gözünü, o pâ padişahın nuruyla aç!
  • Sen mademki zahiri önü, sonu düşünmektesin... Ancak ve ancak bu gam ve neşe âlemindesin. Ey hakikatte yok olan! Yok olan nerede ön, nerede son? 2010
  • Yağmurlu gündür, gece çağına kadar yürü! Bu yağmur, bildiğimiz yağmur değil! Tanrı yağmurlarından.
  • Ayşe’nin -Tanrı ondan razı olsun- Mustafa Sallâllahu aleyhi vessellem’e “ Bugün yağmur yağdı. Sen mezarlığa gittiğin halde niçin elbisen ıslak değil? “diye sorması
  • Mustafa, bir gün, dostlarından birinin cenazesiyle ve dostlarla mezarlığa gitti.
  • Onun mezarına toprak doldurdu, tohumunu yeraltında diriltti.
  • Bu ağaçlar, toprak altındaki insanlara benzerler. Ellerini topraktan çıkarıp;
  • Halka doğru yüz türlü işaretlerde bulunurlar, duyana söz söylerler. 2015
  • Yeşil dilleriyle, uzun elleriyle toprağın içindeki sırları anlatırlar.
  • Kazlar gibi başlarını su içine çekmişler. Karga gibiyken tavus haline gelmişlerdir.
  • Tanrı, onları kış vakti hapsetmişse de baharda o kargaları tavus haline getirir.
  • Kışın onlara ölüm vermişse de bahar yüzünden yine diriltip yapraklandırır, yeşertir.
  • Münkirler der ki: “Eskiden beri olagelmiş bir şey. Neden bunu kerem sahibi Tanrı’ya isnat edelim?” 2020
  • Onların körlüğüne rağmen Tanrı, dostların gönüllerinde bağlar, bahçeler bitirmiştir.
  • Gönülde kokan her gül, kül sırlarından bahisler açar.
  • Onların kokuları, münkirlerin burunlarını yere sürtmek için perdeleri yırtarak dünyanın etrafını dönüp dolaşırlar.