English    Türkçe    فارسی   

1
212-236

  • Beni, benden aşağı birisi için öldüren, kanımı döken; bilmiyor ki benim kanım uyumaz!
  • Bugün bana ise yarın onadır. Böyle benim gibi bir adamın kanı nasıl zayi olur?
  • Duvar gerçi (günün ilk kısmında yere) uzun bir gölge düşürür; fakat o gölge, gölgeyi meydana getirene avdet eder.
  • Bu cihan dağdır, bizim yaptıklarımız ses. Seslerin aksi yine bizim semtimize gelir” dedi. 215
  • Kuyumcu, bu sözleri söyledi ve hemen toprak altına gitti. O cariyecik de aşktan ve hastalıktan arındı, tertemiz oldu.
  • Çünkü ölülerin aşkı ebedî değildir, çünkü ölü, tekrar bize gelmez.
  • Diri aşk, ruhta ve gözdedir. Her anda goncadan daha taze olur durur.
  • O dirinin aşkını seç ki bakidir ve canına can katan şaraptan sana sakilik eder.
  • O‘nun aşkını seç ki bütün peygamberler, onun aşkıyla kuvvet ve kudret buldular, iş güç sahibi oldular. 220
  • Sen “Bize o padişahın huzuruna varmaya izin yoktur” deme. Kerim olan kişilere, hiçbir iş güç değildir.
  • Kuyumcuyu öldürme ve zehirlemenin Tanrı emriyle olup padişahın isteğiyle olmadığı
  • O adamın, hekimin eliyle öldürülmesi, ne ümit içindi ne korkudan dolayı.
  • Tanrının emri ve ilhamı gelmedikçe hekim, onu padişahın hatırı için öldürmedi.
  • Hızır’ın o çocuğun boğazını kesmesindeki sırrı halkın avam kısmı anlayamaz.
  • Tanrı tarafından vahiy ve cevaba nail olan kişi her ne buyurursa o buyruk, doğrunun ta kendisidir. 225
  • Can bağışlayan kişi öldürse de caizdir. O, nâibdir eli Tanrı elidir.
  • İsmail gibi onun önüne baş koy. Kılıcının önünde sevinerek, gülerek can ver.
  • Ki Ahmed’in pak canı, Ahad’la nasıl ebediyse senin canın da ebede kadar sevinçli ve gülümser bir halde kalsın.
  • Âşıklar, ferah kadehini, güzellerin elleri ile öldürdükleri vakit içerler.
  • Padişah o kanı şehvet uğruna dökmedi. Suizanda bulunma, münakaşayı bırak! 230
  • Sen onun hakkında kötü ve pis iş işledi deyip fena bir zanda bulundun. Su süzülüp durulunca, berrak bir hale gelince bu berraklıkta bulanıklık ve tortu kalır mı, süzülüş suda tortu bırakır mı?
  • Bu riyazetler, bu cefa çekmeler, ocağın posayı gümüşten çıkarması içindir.
  • İyinin, kötünün imtihanı, altının kaynayıp tortusunun üste çıkması içindir.
  • Eğer işi Tanrı ilhamı olmasaydı o, yırtıcı bir köpek olurdu, padişah olmazdı.
  • Şehvetten de tertemizdi, hırstan da, nefis isteğinden de. Güzel bir iş yaptı, fakat zahiren kötü görünüyordu. 235
  • Hızır, denizde gemiyi deldiyse de onun bu delişinde yüzlerce sağlamlık var.