این جهان نفی است در اثبات جو ** صورتت صفر است در معنات جو
Acı ve tuzlu canı kılıç önüne koy, feda et de tatlı bir deniz gibi olan canı al!
جان شور تلخ پیش تیغ بر ** جان چون دریای شیرین را بخر
Eğer bu kapıdan bunu almaya kudretin yoksa bari şu hikâyeyi dinle!
ور نمیدانی شدن زین آستان ** باری از من گوش کن این داستان
Zamanında Kerem ve ihsanda Hatemi Tai’yi geçen ve nazirî bulunmayan Halifenin hikâyesi
قصهی خلیفه که در کرم در زمان خود از حاتم طایی گذشته بود و نظیر خود نداشت
Eski zamanda bir halife vardı ki, Hâtem’i cömertliğine köle etmişti.
یک خلیفه بود در ایام پیش ** کرده حاتم را غلام جود خویش
İhsan ve adalet bayrağını yüceltmiş, dünyadan yoksulluk ve ihtiyacı kaldırmıştı.2245
رایت اکرام و داد افراشته ** فقر و حاجت از جهان برداشته
Deniz ve inci, onun vergisine nispetle ehemmiyetsiz bir hale gelmiş lûtuf ve ihsan Kaf’tan Kaf’a yayılmıştı.
بحر و کان از بخششاش صاف آمده ** داد او از قاف تا قاف آمده
O padişah, topraktan ibaret olan şu yeryüzünde bulut ve yağmurdu. İn’am ve ihsan sahibi Tanrı’nın vericiliğine mazhardı.
در جهان خاک ابر و آب بود ** مظهر بخشایش وهاب بود
Deniz ve maden, onun ihsanına karşı zelzeleye düşmüş, onun cömertliğine doğru kafile kafile gelip duruyordu.
از عطایش بحر و کان در زلزله ** سوی جودش قافله بر قافله
Kapısı, hacet kıblesiydi. Şöhreti, cömertlikle bütün âleme yayılmıştı.
قبلهی حاجت در و دروازهاش ** رفته در عالم به جود آوازهاش
Onun vergisinden, onun cömertliğinden Acem de şaşırmıştı,Rum da. Türk de hayrete dalmıştı, Arap da.2250
هم عجم هم روم هم ترک و عرب ** مانده از جود و سخایش در عجب
Hayat suyu, kerem deniziydi. Onun yüzünden Arap da dirilmişti. Acem de!
آب حیوان بود و دریای کرم ** زنده گشته هم عرب زو هم عجم
Yoksul Arap bedevisinin hikâyesi ve yoksulluk yüzünden karısıyla arasında geçen şey
قصهی اعرابی درویش و ماجرای زن با او به سبب قلت و درویشی
Bir gece bir bedevi karısı, dedikoduyu hadden aşırarak kocasına dedi ki:
یک شب اعرابی زنی مر شوی را ** گفت و از حد برد گفتوگوی را
“Bütün bu yoksulluğu, bu cefayı biz çekmekteyiz. Âlemin ömrü hoşlukla geçiyor. Sade biz kötü bir haldeyiz.
کاین همه فقر و جفا ما میکشیم ** جمله عالم در خوشی ما ناخوشیم
Ekmeğimiz yok, katığımız dert ve haset... Testimiz yok suyumuz gözyaşı.
نانمان نی نان خورشمان درد و رشک ** کوزهمان نه آبمان از دیده اشک
Gündüzün elbisemiz güneşin ziyası... Geceleyin döşek ve yorganımız ay ışığı.2255
جامهی ما روز تاب آفتاب ** شب نهالین و لحاف از ماهتاب
Açlığımızdan değil mi ayı, okkalık ekmek sanıp elimizle gökyüzüne saldırıyoruz.
قرص مه را قرص نان پنداشته ** دست سوی آسمان برداشته
Yoksullar bizim yoksulluğumuzdan ve gece gündüz yiyecek düşünmemizden arlanıyorlar.
ننگ درویشان ز درویشی ما ** روز شب از روزی اندیشی ما
Sâmirî’nin halktan kaçtığı gibi akraba, yabancı... herkes, bizden kaçıyor.
خویش و بیگانه شده از ما رمان ** بر مثال سامری از مردمان
Birisinden bir avuç mercimek isteyecek olsak bize “Sus, geber, babalar çıkarasıca!” diyor.
گر بخواهم از کسی یک مشت نسک ** مر مرا گوید خمش کن مرگ و جسک
Arabın iftiharı, savaş ve ihsandır. Sence Arap içinde yazıda kazınıp yok edilecek bir yanlışa benziyorsun.2260
مر عرب را فخر غزو است و عطا ** در عرب تو همچو اندر خط خطا
Ne savaşı? Zaten biz savaşsız öldürülmüş, bitmişiz; yoksulluk kılıcıyla başımız uçurulmuş, gitmiş!
چه غزا ما بیغزا خود کشتهایم ** ما به تیغ فقر بیسر گشتهایم
İhsan nerede? Yoksulluğun etrafında dönüp dolaşarak ağ örmekte, havada uçan sineğin damarını sokup kanını emmekteyiz.
چه عطا ما بر گدایی میتنیم ** مر مگس را در هوا رگ میزنیم
Hele bize misafir gelsin... Geceleyin uyuyunca elbisesini soymazsam ben de adam değilim!
گر کسی مهمان رسد گر من منم ** شب بخسبد قصد دلق او کنم
Muhtaç ve müştak müritlerin yalancı, düzenci dâvacılara aldanmaları ve onları Hakk’a ulaşmış, yüce şeyh sanmaları, veresiyeyi peşinden, hileyle yapılmış çiçeği hakikî, bitmiş ve yeşermiş çiçekten farketmemeleri
مغرور شدن مریدان محتاج به مدعیان مزور و ایشان را شیخ و محتشم و واصل پنداشتن و نقل را از نقد فرق نادانستن و بر بسته را از بر رسته
Bundan dolayı bilenler, hikmetle dediler ki: ihsan ve kerem sahiplerine konuk olmak gerek.
بهر این گفتند دانایان به فن ** میهمان محسنان باید شدن