English    Türkçe    فارسی   

1
2381-2405

  • Kapımdan içeri namahrem girince harem halkı, perde arkasına girer, gizlenir.
  • Zararsız ve mahrem birisi gelince de o kendilerini gizleyen mahremler, yüzlerindeki peçeleri açarlar.
  • Bütün güzel, hoş ve yaraşan şeyler, gören göz için yapılır.
  • Çengin zir ve bem nağmeleri, nasıl olurda sağır kulak için terennüm edilir?
  • Tanrı, miski beyhude yere güzel kokulu yapmadı? Koku duyan için yarattı; koku almayan için değil. 2385
  • Hak, yeri, göğü yaratmış, aralarında da bir çok nur ve nâr yüceltmiştir.
  • Bu yeri yerdekiler için yaratmış, göğü de göktekilerin yurdu yapmıştır.
  • Aşağılık kişi yükseğin düşmanıdır. Her şeyin müşterisi meydana çıkar.
  • Ey kapalı örtünüp bürünmüş kadın, sen hiç kör için süslendin mi?
  • Dünyayı en değerli incilerle doldursan nasibin yoksa ne yapayım? 2390
  • Ey kadın, kavgayı, darılmayı bırak; bırakmayacaksan beni bırak!
  • Ben, iyiyle, kötüyle, kavga edemem; kavga ile işim yok. Savaşmak şöyle dursun; gönlüm barışlardan bile ürkmekte.
  • Susacaksan ne âlâ; yoksa öyle bir iş yaparım ki şu anda hemen kalkar, evimi, barkımı bırakır, giderim.”
  • Kadının yola gelip söylediklerinden istiğfar eylemesi
  • Kadın onu titiz ve hiddetli görünce ağlamaya başladı. Zaten ağlamak, kadının tuzağıdır.
  • “Ben, senden bunu mu umardım? Senden başka ümidim vardı” dedi. 2395
  • Kadın yokluk yoluna girip dedi ki: “Ben senin karın değil, ayağının toprağıyım.
  • Cismim, canım, nem varsa senindir; hüküm de senin, ferman da!
  • Yoksulluk yüzünden sabrım tükendiyse bu da kendim için değil, senin için.
  • Sen, bana dertli zamanlarda deva oldun; muhtaç olmanı istemiyorum.
  • Canın için, bu kendim için değil. Bu ağlayış bu inleyiş hep senin için. 2400
  • Ben, Tanrı hakkı için varlığımı her nefeste huzurunda feda etmek isterim.
  • Canım sana kurban olsun... Ne olurdu ruhun bana vâkıf olsaydı.
  • Fakat sen hakkımda böyle kötü zanna düşünce candan da usandım, tenden de.
  • Ey canımın rahatı! Sen bana böyle aykırı olunca altına da toprak saçtım, gümüşe de( artık ikisi de gözümde değil).
  • Canımda da sen varsın, gönlümde de sen. Öyle olduğu halde bu kadarcık bir şeyden dolayı benden ayrılmaya kalkışıyorsun. 2405