Gül dikenden meydana meydana gelmiştir, diken de gülden... böyle olduğu halde niçin savaşa, maceralara düşmüşlerdi?.. gibi bir sual hatıra gelirse (bil ki bu)
چون گل از خار است و خار از گل چرا ** هر دو در جنگند و اندر ماجرا
Ya hakikatta savaş değildir, bir hikmet içindir, eşek satanların kavgaları gibi bir hiledir. Bir sanattır;
یا نه جنگ است این برای حکمت است ** همچو جنگ خر فروشان صنعت است
Yahut ne savaş ne hikmet...Hayretten ibarettir. Bu, viraneliktir, içinde define aramak gerek.
یا نه این است و نه آن حیرانی است ** گنج باید جست این ویرانی است
Sen define sandığın şey yüzünden, o vehminden defineyi kaybediyorsun.2475
آن چه تو گنجش توهم میکنی ** ز آن توهم گنج را گم میکنی
Sen vehmi de, tedbirleri, düşünceleri de mamure bil, mamur yerlerde define olmaz.
چون عمارت دان تو وهم و رایها ** گنج نبود در عمارت جایها
Mamur yerlerde varlık, didişmek olur. Yok olan, varlıklardan utanır, arlanır.
در عمارت هستی و جنگی بود ** نیست را از هستها ننگی بود
Varlık, yokluktan feryad etmemiştir. Yokluk, o varlığı, kendisinden uzaklaştırmış, gidermiştir.
نی که هست از نیستی فریاد کرد ** بلکه نیست آن هست را واداد کرد
“Ben yokluktan kaçıyorum” deme. Hakikatte o, senden yirmi kere daha fazla kaçmakta!
تو مگو که من گریزانم ز نیست ** بلکه او از تو گریزان است بیست
Görünüşte seni kendisine çağırmaktadır ama içinden seni reddetme sopasıyla sürmektedir.2480
ظاهرا میخواندت او سوی خود ** وز درون میراندت با چوب رد
Bu işler, kovalayanı yanıltmak için ata çakılan ters nallardır; ey sâf kişi! Firavun’un, Mûsâ'dan nefretini, sen Mûsâ'dan bil.
نعلهای باژگونه ست ای سلیم ** نفرت فرعون میدان از کلیم
” Hasiret dünya vel âhire “ hükmünce şakilerin, iki cihanda da mahrumiyetlerinin sebebi
سبب حرمان اشقیا از دو جهان که خسر الدنیا و الآخرة
Tabiata inananlar; gök bir yumurtadır, yer de onun sarısı diye itikat etmişlerdir.
چون حکیمک اعتقادی کرده است ** کاسمان بیضه زمین چون زرده است
Birisi, “Bu yeryüzü, yeri kaplayan göğün ortasında nasıl duruyor?
گفت سائل چون بماند این خاکدان ** در میان این محیط آسمان
Havaya asılmış bir kandil gibi ne aşağıya gitmekte, ne yukarı çıkmakta” dedi.
همچو قندیلی معلق در هوا ** نی به اسفل میرود نی بر علی
O hakîm, “Altı cihetten de göğün çekmesi yüzünden hava ortasında kalır.2485
آن حکیمش گفت کز جذب سما ** از جهات شش بماند اندر هوا
Mıknatıstan bir yuvarlak olsa ortasına konan demir, ortada kalır” diye cevap verdi.
چون ز مغناطیس قبهی ریخته ** در میان ماند آهنی آویخته
Öteki hakîm de “Sâf gök, kara toprağı kendisine çekmez.
آن دگر گفت آسمان با صفا ** کی کشد در خود زمین تیره را
Onu altı taraftan da iter. Ondan dolayı da yeryüzü, kuvvetli yeller ortasında muallâkta kalmıştır” dedi.
بلکه دفعش میکند از شش جهات ** ز آن بماند اندر میان عاصفات
Kemâl ehlinin gönülleri de firavunların canlarını böyle defeder de, onlar dalâletde kalırlar.
پس ز دفع خاطر اهل کمال ** جان فرعونان بماند اندر ضلال
Onları bu cihan da defeder, o cihan da. O yolsuzlar da bu yüzden o cihandan da mahrum kalırlar, bu cihanda da.2490
پس ز دفع این جهان و آن جهان ** ماندهاند این بیرهان بیاین و آن
Ululuk sahibi Tanrının kullarından, velîlerden baş çeker, uzaklaşırsan bil ki onlar senden hoşlanmıyorlar, onlar seni istemiyorlar.
سرکشی از بندگان ذو الجلال ** دان که دارند از وجود تو ملال
Onların kehlibarları vardır, meydana çıkarırlarsa senin saman çöpü gibi olan varlığını deliye döndürür, kendilerine çekerler.
کهربا دارند چون پیدا کنند ** کاه هستی ترا شیدا کنند
Kehlibarlarını saklarlarsa derhal seni azgınlığa teslim ederler.