English    Türkçe    فارسی   

1
2772-2796

  • Çünkü elbiseyle içeriye yol yoktur. Ten elbiseden, elbise de tenden haberdar değildir.
  • Halife adamlarının bedeviyi ağırlamak üzere karşılamaları ve armağanını kabul etmeleri
  • O bedevi Arap uzak çöllerden Hilâfet Şehrinin kapısına vardı.
  • Kapıcılar, bedeviyi karşılayıp üstüne lûtuf gülsuyunu serptiler.
  • Bedevi söylemeden ihtiyacını, dileğini anladılar. Zaten onların işi istetmeden ihsan etmekti. 2775
  • Ona “Ey Arab’ın en asili, en yücesi! Hangi diyardansın, yolla, yol yorgunluğuyla nasılsın?” dediler.
  • Bedevi dedi ki: “Eğer bana yüz verirseniz asîlim, yüceyim. Fakat ardınıza atar mühimsemezseniz ne asaletim var ne yüzüm!
  • Ey yüzlerinde ululuk nişanesi olanlar, ey şevketleri Câferi altından daha hoş kişiler!
  • Sizi bir kerecik görmek, sizinle bir kerecik buluşmak, yüzlerce kişileri görmeye, yüzlerce güzellerle buluşmaya bedeldir. Sizi görmek için mal, mülk, servet... hepsi feda olsun!
  • Ey Tanrı nuruyla bakanlar, bu dereceye erişmiş olanlar, padişahlar padişahının ahlâkıyla ahlâklanmış kişiler! 2780
  • Kimya gibi olan bakışı nızla bakıra benzer insanlara bakar, onları altın haline getirirsiniz.
  • Ben garibim, padişahın lûtfunu umarak çöllerden geldim.
  • Onun lûtfunun kokusu çölleri tuttu, kum zerrelerini kapladı, o zerreler bile lûtfiyle canlandı.
  • Buralara kadar paraya kavuşmak için gelmiştim, fakat ulaşınca sizin yüzünüzden sarhoş oldum.
  • Birisi, ekmek almak için ekmekçi dükkânına koştu, fakat ekmekçinin güzelliğini görünce canını verdi. 2785
  • Birisi, gezip eğlenmek üzere gül bahçesine gitti, bahçıvanın yüzü teferrüç yeri oldu.
  • Kuyudan su çekerken Yusuf’un yüzünden âbıhayat içen bedevi gibi...
  • Mûsâ ateş elde etmek için gitti, öyle bir ateş gördü ki ateşten vazgeçti.
  • İsa düşmanlardan kurtulmak için kaçtı. O kaçış, onu dördüncü kat göğe kadar çıkardı.
  • Buğday başağı, Âdemin tuzağı oldu da bu suretle varlığı, insanlara başak oldu; bütün insanlar ondan var oldu. 2790
  • Doğan kuşu, karnını doyurmak üzere tuzağa tutulur, fakat bu yüzden devlet ve kuvvet bulur, padişahın kolu, durağı olur.
  • Çocuk, babası lûtfedecek, kendisine kuş alacak ümidiyle, fakat hakikatte hüner sahibi olmak için mektebe gider.
  • Mektepten çıkınca yücelir, en yüksek mevkiye sahip olur. Hocaya aylık verirken âlemi aydınlatan bir bedir haline gelir.
  • Abbas, kin güderek eski dinin öcünü almak ve Ahmed’i ortadan kaldırmak üzere harp etmeye gelmişti.
  • Öyle olduğu halde o ve evlâtları, hilâfet makamında kıyamete dek dine arka oldular, o makama şeref verdiler. 2795
  • Ben, bu kapıya bir şey dilemek için geldim; daha dehlizde baş köşe oldum, yüceldim.