Yeşilliğin letafeti güldeki güldeki letafetin (itibari olarak) cüz’ü olduğu gibi kumrunun sesi de (yine itibari olarak) bülbül nağmesinin bir cüz’üdür.
لطف سبزه جزو لطف گل بود ** بانگ قمری جزو آن بلبل بود
Eğer bu husustaki müşkül şeyleri anlatmaya, onlara cevap vermeye koyulsam susamışlara ne vakit su vereceğim?
گر شوم مشغول اشکال و جواب ** تشنگان را کی توانم داد آب
Eğer sen, burada müşkül vaziyete düştüysen sabret. Sabır, gamdan kurtulmak için anahtardır.
گر تو اشکالی به کلی و حرج ** صبر کن الصبر مفتاح الفرج
Sakın, endişelerden sakın! Fikir aslan ve yaban eşeğidir, gönüller de ormanlıklar.
احتما کن احتما ز اندیشهها ** فکر شیر و گور و دلها بیشهها
Perhizler, ilâçların başıdır. Çünkü kaşınma, uyuzluğu arttırır.2910
احتماها بر دواها سرور است ** ز آن که خاریدن فزونی گر است
Perhiz, şüphe yok ki ilâcın aslıdır. Düşüncelerden perhiz et de can kuvvetini gör!
احتما اصل دوا آمد یقین ** احتما کن قوت جان را ببین
Sen, kulak gibi bu sözlere kabiliyet kazan da sana altından küpe takayım.
قابل این گفتهها شو گوشوار ** تا که از زر سازمت من گوشوار
Küpe de ne? Altın madeni olursun Aya, Süreyya’ya kadar yükselirsin.
حلقه در گوش مه زرگر شوی ** تا به ماه و تا ثریا بر شوی
Önce şunu duy ki bu muhtelif halkın canları da “elif”ten “ya” ya kadar olan harfler gibi muhteliftir.
اولا بشنو که خلق مختلف ** مختلف جانند از یا تا الف
Bir yüzden baştan ayağa kadar hepsi birse de yine muhtelif harflerde birbirlerine benzerlik yoktur.2915
در حروف مختلف شور و شکی است ** گر چه از یک رو ز سر تا پا یکی است
Harfler; bir yüzden birbirlerine zıt, bir yüzden birbirleriyle bir, bir yüzden faydasız ve alaydan ibaret, bir yüzden tamamı ile faydalı ve ciddîdir.
از یکی رو ضد و یک رو متحد ** از یکی رو هزل و از یک روی جد
Kıyamet günü her şeyin Tanrı’ya arz edileceği, Tanrı tarafından görülüp sorulacağı en büyük bir gündür. Kendisini göstermeyi süslenip bezenen kişi ister.
پس قیامت روز عرض اکبر است ** عرض او خواهد که با زیب و فر است
O görünüş günü; Hindû gibi yüzü kapkara olan kişiye rüsvay olmak nöbetinin gelip çattığı gündür,
هر که چون هندوی بد سودایی است ** روز عرضش نوبت رسوایی است
Yüzü güneş gibi olmayan, ancak yüzünü peçe gibi örten geceyi ister.
چون ندارد روی همچون آفتاب ** او نخواهد جز شبی همچون نقاب
Dikeninde bir gül yaprağı bile bulunmadığından baharlar onun sırlarına düşman kesilmiştir.2920
برگ یک گل چون ندارد خار او ** شد بهاران دشمن اسرار او
Fakat bahar, baştan ayağa kadar gül ve süsen olana iki aydın gözdür.
و انکه سر تا پا گل است و سوسن است ** پس بهار او را دو چشم روشن است
Mânadan mahrum olan diken, gül bahçesiyle bir arada bulunabilmek için güz mevsimini ister güz mevsimini!
خار بیمعنی خزان خواهد خزان ** تا زند پهلوی خود با گلستان
Çünkü güz, hem gülün öğünecek halini, hem dikenin ayıbını örter. Bu suretle sen de onun rengiyle bunun halini görmezsin.
تا بپوشد حسن آن و ننگ این ** تا نبینی رنگ آن و رنگ این
Şu halde güz, dikenin hayatıdır, baharıdır. Çünkü güzün ikisi de bir görünür.
پس خزان او را بهار است و حیات ** یک نماید سنگ و یاقوت زکات
Ama bahçıvan, gülü güzün de görür. Bu bir kişinin görüşü yok mu? Yüzlerce cihanın görüşünden iyidir.2925
باغبان هم داند آن را در خزان ** لیک دید یک به از دید جهان
Zaten Cihan o bir kişiden ibarettir. Geri kalanlar, hep onun tâbileridir, hep onun yüzünden geçinenlerdir.
خود جهان آن یک کس است او ابله است ** هر ستاره بر فلک جزو مه است
Onun için bütün güzel çiçekler “ Müjde, müjde; işte bahar gelmekte “ deyip dururlar;
پس همیگویند هر نقش و نگار ** مژده مژده نک همیآید بهار
Çiçekler, akarsu zinciri gibi parlamak, meyveler, tomurcuklanmak için hep baharı isterler.
تا بود تابان شکوفه چون زره ** کی کند آن میوهها پیدا گره
Baharda çiçek dökülünce meyve baş gösterir. Ten de harap olunca can görünür.
چون شکوفه ریخت میوه سر کند ** چون که تن بشکست جان سر بر زند
Meyve mânadır, çiçek onun sûreti. O çiçek, müjdedir, meyve de nimeti!2930
میوه معنی و شکوفه صورتش ** آن شکوفه مژده میوه نعمتش