English    Türkçe    فارسی   

1
2987-3011

  • Tellak, iğneyi saplamaya başlayınca yiğidin sırtı acımaya başlayıp,
  • “ Aman usta, beni öldürdün gitti. Ne yapıyorsun?”diye bağırdı.
  • Usta “ Aslan yap dedin ya” dedi. Kazvinli sordu:” Neresinden başladın?
  • Usta “ Kuyruğundan” dedi. Kazvinli dedi ki:” Aman iki gözüm, bırak kuyruğunu. 2990
  • Aslanın kuyruğu ile kuyruk sokumum sızladı, nefesim kesildi, boğazım tıkandı.
  • Aslan, varsın kuyruksuz olsun. İğne yarasından yüreğime fenalık geldi, bayılacağım.”
  • Usta, “Kavzinliyi kayırmadan, merhametsizce aslanın bir başka tarafını dövmeye başladı.
  • Yiğit yine bağırdı “Burası neresi?” Usta: “Kulağı” dedi.
  • Kazvinli “ Bırak, kulaksız olsun. Orasını da yapma” dedi. 2995
  • Usta bu sefer başka bir yerine başlayınca Kazvinli yine feryat etti:
  • “Bu üçüncü iğne de neresini dövüyor?” Usta:”Azizim, karnı” dedi.
  • Kazvinli “Fena acıyor, iğneyi bu kadar çok batırma, bırak, karınsız olsun” deyince
  • Tellâk şaşırdı, hayli müddet parmağı ağzında kaldı.
  • İğneyi yere atıp “ Âlemde kimse böyle bir hale düştüm mü ki? 3000
  • Kuyruksuz, başsız, karınsız aslanı kim gördü? Tanrı bile böyle bir aslan yaratmamıştır” dedi.
  • Kardeş, iğne yarasına sabret ki gâvur nefsin iğnesinden kurtulasın.
  • Varlıkların kurtulmuş olanlara felek de secde eder, güneş de, ay da.
  • Vücudunda nefsi ölen kişinin fermanına güneş de tâbidir, bulut da.
  • Gönlü ışık yakmayı, şûlelenmeyi öğrenmiş olan kişiyi güneş bile yakamaz. 3005
  • Tanrı; doğması, batması muayyen olan güneş hakkında “Doğduğu ve battığı zaman onların mağaralarına vurmaz; o mağara hiç güneş yüzü görmezdi”demiştir.
  • Bir cüzü, külle ulaşırsa o cüz’ün yanında diken bile, gül gibi baştanbaşa letafet kesilir.
  • Tanrı’yı ululamak, yüceltmek, nasıl olur? Kendini, varlığını horlamak, toprak mesabesinde tutmakla.
  • Tanrıyı tevhid etmeyi öğrenmek nedir? Kendini tek Tanrı önünde yakıp yok etmek.
  • Gündüz gibi şûlelenip parlamayı diliyorsan geceye benzeyen varlığını yak! 3010
  • Varlığını o varlığı meydana getirenin varlığında bakırı kimya içinde eritir, yok eder gibi eritir, yok eder gibi erit, yok et (de altın ol)