English    Türkçe    فارسی   

1
3056-3080

  • Birisi, bir dostunun kapısına gelip kapıyı çaldı. Dostu “Kapıyı çalan kim?” deyince.
  • “Benim” diye cevap verdi. Dostu “Git, şimdi zamanı değil. Böyle bir sofra, ham kişinin makamı olamaz.
  • Hamı, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, nifaktan ne kurtarabilir? “ dedi .
  • Adamcağız gitti, tam bir yıl dostunun ayrılığıyla yanıp yakıldı.
  • Yanıp pişerek tekrar döndü, geldi. Dostunun evinin etrafında dolaşmaya başladı. 3060
  • Kapıya varıp ağzından edepten dışarı bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ile edepli edepli halkayı çaldı.
  • Sevgilisi “Kim o?” deyince “Gönlümü alan sevgili sensin” diye cevap verdi.
  • Sevgili “ Mademki bensin, ey ben, gel içeri gir! Ev dar, iki kişi sığmıyor dedi.
  • İğneye geçirilecek iplik iki ayrı iplik olursa geçmez. Mademki birsin, bu iğneden geç!
  • İpliğin iğne ile münasebeti vardır, geçer. Fakat deve, iğne yordamından geçmez ki. 3065
  • Devenin vücudu riyazat ve ibadet maksadından başka bir şeyle incelir mi?
  • Bu işe Tanrı eli kudreti gerektir. Çünkü Tanrı, her hayali, bir iradesiyle var eder.
  • Her olmayacak şey, onun eliyle mümkün olur; her serkeş onun kokusuyla sakinleşir.
  • Anadan doğma kör ve alaca illetine tutulmuş kişiler nedir ki? Onları bir tarafa bırak; ölü bile o aziz Tanrı’nın afsuniyle dirilir.
  • Ölüden daha ölü yokluk bile, onun var etme avucunda muztar kalır, (varlığa bürünür). 3070
  • Külle yevmin hüve fi’şe’n âyetini oku da onu katiyyen işsiz, güçsüz bilme.
  • En az işi bu dünyaya her gün üç bölük asker yollamasıdır.
  • Bir bölük asker, rahimde (çocukların) yetişip yeşermesi için babaların bellerinden analara gider.
  • Bir bölük asker, dünyayı erkek ve kadınla doldurmak üzere rahimlerden bu yeryüzüne sefer eder.
  • Bir bölüğü de herkesin yaptığı işin karşılığını görmesi için yeryüzünden ecel tarafına yürür. 3075
  • Bu sözün sonu yoktur. Kendine gel de iki temiz dostun hikâyesine dön!
  • ”Benim” diyen kişinin pişman olarak suçuna karşılık tövbe ve istiğfar için bir yıl riyazat çekmesi ve o tövbekârın, tekrar dönüp o eve gelince ev sahibinin “Kim o” demesine “Sensin” diye cevap vermesi
  • Sevgilisi “Ey tamamı ile ben olan, içeri gir. Yeşillikteki gül ve diken gibi aykırı değilsin.
  • İplik bir oldu, artık ey yanlışlık, ortadan kalk! Kâf ve Nûn harflerini iki görürsen de hakikatte birdir” dedi.
  • Yokluğu, büyük ve müşkül işleri cezbetmek için Kâf ve Nûn çekicidir.
  • İş yapma hususunda bir olmakla beraber halat, surette iki kattır. 3080