English    Türkçe    فارسی   

1
3073-3097

  • Bir bölük asker, rahimde (çocukların) yetişip yeşermesi için babaların bellerinden analara gider.
  • Bir bölük asker, dünyayı erkek ve kadınla doldurmak üzere rahimlerden bu yeryüzüne sefer eder.
  • Bir bölüğü de herkesin yaptığı işin karşılığını görmesi için yeryüzünden ecel tarafına yürür. 3075
  • Bu sözün sonu yoktur. Kendine gel de iki temiz dostun hikâyesine dön!
  • ”Benim” diyen kişinin pişman olarak suçuna karşılık tövbe ve istiğfar için bir yıl riyazat çekmesi ve o tövbekârın, tekrar dönüp o eve gelince ev sahibinin “Kim o” demesine “Sensin” diye cevap vermesi
  • Sevgilisi “Ey tamamı ile ben olan, içeri gir. Yeşillikteki gül ve diken gibi aykırı değilsin.
  • İplik bir oldu, artık ey yanlışlık, ortadan kalk! Kâf ve Nûn harflerini iki görürsen de hakikatte birdir” dedi.
  • Yokluğu, büyük ve müşkül işleri cezbetmek için Kâf ve Nûn çekicidir.
  • İş yapma hususunda bir olmakla beraber halat, surette iki kattır. 3080
  • İster iki ayak olsun, ister dört... Yol yürür. Makasa benzer, iki ağızlı olduğu halde birden keser.
  • Bez yıkayan iki arkadaşa bak. Görünüşte o, buna aykırı iş görmekte.
  • Birisi bezi suya sokar, öbür arkadaşı kurutur.
  • Sonra yine öteki ıslatır. Sanki birbirlerine aykırı iş görürler.
  • Fakat, ey genç! Görünüşte birbirlerinin zıddına iş görür gibi olan bu iki arkadaşın gönülleri de birdir, yaptıkları iş de. 3085
  • Her Peygamberin, her velînin bir mesleği vardır. Fakat değil mi ki hepsi halkı Hak’ka ulaştırıyor, birdir.
  • Dinleyenler, onların sözlerinden uykuya daldılar mı... Değirmenin taşlarını su götürdü demektir.
  • Bu suyun akışı, değirmen için değildir, değirmene sizin için gitmektedir.
  • Fakat değirmene ihtiyacınız kalmadığı için değirmenci, suyu yatağına koyuverdi, asıl dereye akıttı.
  • Söz söyleme kudreti, öğretmek için ağza gelir; yoksa o sözün ayrı bir mecrası vardır. 3090
  • Sessizce, akışı tekerrür etmeksizin, bir akan cüz’ü bir daha akmaksızın ta... altında nehirler akan gül bahçelerine kadar akıp gider.
  • Tanrı, harfsiz söz beliren o makamı, canımıza sen göster.
  • Ki pâk can, başını ayak yapıp yokluğun o uzak ve geniş sahasına koşsun.
  • Yokluk âlemi, pek geniş ve hudutsuz bir âlemdir. Bu hayal ve varlık, o âlemden yüzlerce gıda alır, o âlemden belirir, beslenir.
  • Hayaller, yokluk âlemine nispetle dardır. Onun için hayal, darlık ve sıkıntıya sebep olur. 3095
  • Varlık da hayalden daha dardır. O yüzden aylar, bu âlemde hilâl gibi görünür.
  • Duygu ve renk âleminin, yani bu dünyanın varlığı ise... yokluğa, hayale ve varlığa nispetle büsbütün dardır, âdeta daracık bir zindandır.