English    Türkçe    فارسی   

1
3431-3455

  • Tanrı “ Dünya kuru bir istek, faydasız bir oyuncaktan ibarettir, siz de çocuklarsınız.” Dedi. Tanrı doğru buyurur.
  • Oyuncağı terk etmedikçe çocuksun. Ruh arınmadıkça nasıl temiz olabilirsiniz?
  • Dünyada daima istenen, peşinde koşulan, bir türlü terk edilemeyen bu şehvet; bil ki çocukların cimaı gibidir.
  • Çocuğun cimaı nedir ki? Bir Rüstem’in, bir yiğidin cimaına nispetle oyundan ibaret.
  • Halkın savaşı da çocukların savaşı gibidir. Tamamı ile mânasız, esassız ve hor! 3435
  • Hepsi sopadan kılıçlarla savaşırlar. Hepsi faydasız bir şeyle uğraşıp dururlar.
  • Hepsi, bu bizim Burak’ımız Düldül yürüyüşlü atımız diye bir sopaya binmiştir.
  • Sırtlarında yük var, fakat bilgisizliklerinden kendilerini yüksek görüp ata binmiş, yol gidiyor sanırlar.
  • Hele dur... halk atlıları, bir gün atlarını sürerek dokuz kat gökten geçsinler de bak!
  • O gün ruh ve melek Tanrı’ya yücelir. Ruhun yücelmesinden gök titrer! 3440
  • Siz ise umumiyetle çocuklar gibi eteğinize binmişsiniz... Ata binmiş gibi eteğinizin ucunu tutmuşsunuz!
  • Tanrı’dan “ Şüphe yok ki zan fayda vermez” hükmü gelmiştir. Zan merkebi nerede gökler koşacak?
  • İki türlü zan olursa kuvvet hangisindeyse o tercih edilir. Fakat güneş zuhur etti mi... onun varlığında ve parlaklığında inat edilmez.
  • İşte o zaman bindiğiniz şeyleri görürsünüz; anlarsınız ki ancak ayaklarınıza binmişsiniz...
  • Vehmi, fikri, duyguyu, anlayışları sopa gibi çocuk atı bil! 3445
  • Gönül ehlinin ilimleri, kendilerini taşır. Ten ehlinin ilimleriyse kendilerine yüktür.
  • Gönle uran, adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insana mal olmayan ilim yükten ibarettir.
  • Tanrı “ Yahmilü esfâra-Tevrat’ı bilip onunla amel etmeyen kitap taşıyan eşeğe benzer” dedi. Tanrı’dan olmayan bilgi yüktür.
  • Tanrı’dan vasıtasız olarak verilmeyen ilim, gelini süsleyen kadının ona sürdüğü renk gibi diri kalmaz, uçup gider.
  • Fakat bu yükü iyi çekersen yükünü alırlar, rahat ettirirler. 3450
  • Heva ve heves uğrunda o bilgi yükünü taşıma ki içindeki ilim ambarını göresin.
  • İlmin rahvan atına bindikten sonra sırtından yükü alırlar.
  • Tanrı kadehi olmadıkça heva ve heveslerden nereden geçeceksin? Ey Tanrı’ya ait yalnız “Hu” ismine kani olan!
  • Sıfattan, addan ne doğar? Hayal! O hayal, sahibine ancak vuslat delili olur.
  • Medlulü olmayan bir delalet edici hiç gördün mü? Yol olmadıkça katiyen gül de olmaz... 3455