English    Türkçe    فارسی   

1
3498-3522

  • Sekiz cennetin nakışları parladıkça onların gönül levhine vurur, orada tecelli eder.
  • Tanrı’nın doğruluk makamında oturanların, orasını yurt edinenlerin derecesi; arştan da yücedir, kürsüden de, boşluktan da!
  • Peygamber Aleyhisselâm’ın, Zeyd’e “Bugün nasılsın, nasıl kalktın?” diye sorması, onun da “Mümin olarak ey Tanrı elçisi diye cevap vermesi
  • Peygamber bir sabah Zeyd’e “ Ey temiz ve sâf arkadaş, sabahı nasıl ettin? Diye sordu. 3500
  • Zeyd: “ Mümin bir kul olarak” deyince “ İman bağın yeşermiş, çiçekler açmışsa nişanesi nerede?” dedi.
  • Zeyd dedi ki: “ Gündüzleri susuz geçirdim, geceleri aşktan, yanıp yakılmadan uyumadım.
  • Mızrak kalkandan nasıl geçerse ben de gündüzlerden, gecelerden öyle geçtim. (onlar beni tutamadıkları gibi onlardan bana bir şey de bulaşmadı.)
  • Ondan dolayı bence bütün şeraitler, bütün dinler birdir. Bence yüz binlerce yılla bir saat aynı.
  • Ezelle ebed birleşti. Fakat akıl, kabiliyetsizliğinden buraya yol bulamaz.” 3505
  • Peygamber “Peki, o yoldan, bu diyarın anlayışınca, bu diyar akıllılarının harcına getirdiğin bir hediye var mı, nerede? Çıkar bakalım!” dedi.
  • Zeyd dedi ki: “ halk, gökyüzünü nasıl görürse ben de arşı, arştakilerle beraber öyle görüyorum.
  • Benim önümde sekiz cennetle yedi cehennem, şaman önündeki put gibi apaçık ve meydanda.
  • Halkı, değirmende buğdayı arpadan fark edercesine teker, teker tanıyorum.
  • Cennetlik kim, yabancı nerede? Bence yılan ve balık gibi apaşikâr. 3510
  • “ Kıyamet günü, bazı yüzler ak olur, bazıları kara...” Sırrı, şimdiden meydana çıktı. Bu halkın bir kısmının yüzü ak, bir kısmının kara.”
  • Hakikatte bazı ruhlar, bundan önce de ( dünyaya gelmeden de) ayıplıydı. Fakat ana rahminde olduğu için hali, halka gizliydi.
  • Şakî, ana karnında şakî olur (fakat bilinmez) Cisim âlemindeyse cisimdeki hallerden, ruhun halleri de anlaşılır.
  • Vücut da ana gibi can çocuğuna gebedir. Ölüm, doğmak derdi ve kıyamettir.
  • Bu dünyada geçmiş canların hepsi, “ O ferahlı can acaba nasıl doğacak?” diye beklemektedirler. 3515
  • Zenciler, o mutlaka bizdendir derler. Beyazlar da, imkânı yok... O çok güzel olacak, derler.
  • Vücudun canı, ahiret âlemine doğunca artık beyaz, kara ihtilafı kalmaz.
  • Kara ise Zenciler alıp götürürler, beyazsa kendi cinslerinden olan bu çocuğu, beyazlar alıp götürürler.
  • Fakat doğmadıkça anlamak, âlemdeki müşkül işlerdendir. Çünkü henüz doğmamış çocuğun nasıl olduğunu bilen azdır.
  • Bunu anlayan kişi, ancak Tanrı nuruyla bakıp gören kişidir. Böyle olan zat, bâtına da nüfuz edebilir. 3520
  • Nutfenin aslı beyaz renkli ve hoştur. Fakat beyaz kişinin canının aksi;
  • Nutfeye renk verir, onu en güzel şekle sokar; kara kişinin canının aksi de bir kısım halkı, en aşağılık bir renge, en bayağı bir şekle sürer, götürür.