Nasıl izhar eder de gökleri yarar, açarım; eğer hakikatleri meydana korsam, nasıl “ Bunda bir ayıp, bir noksan gördün mü?” diyebilirim?
چون شکافم آسمان را در ظهور ** چون بگویم هل تری فیها فطور
Bu karanlıkta arayıp taradıkça herkes, yüzünü bir tarafa çevirir;3630
تا در این ظلمت تحری گسترند ** هر کسی رو جانبی میآورند
İşler bir zaman aksine gider; hırsız, polisi dar ağacına sürükler...
مدتی معکوس باشد کارها ** شحنه را دزد آورد بر دارها
Böylece bir nice sultan, bir nice yüce himmetli, bir müddet kendi kuluna kul olur.
تا که بس سلطان و عالی همتی ** بندهی بندهی خود آید مدتی
Kul, efendisinin huzurunda değilken de kulluğunu korur, itaatten çıkmazsa bu kulluk iyi ve hoş bir kulluktur.
بندگی در غیب آید خوب و گش ** حفظ غیب آید در استعباد خوش
Bu padişahın önünde onu öğen kişi nerede, padişah yokken bile ondan utanıp çekinen nerede.
کو که مدح شاه گوید پیش او ** تا که در غیبت بود او شرم رو
Memleket ucunda, padişahtan saltanat sayesinden uzak bir kale dizdarı;3635
قلعه داری کز کنار مملکت ** دور از سلطان و سایهی سلطنت
Kaleyi düşmanlardan korur, orasını sayısız mal ve para verse bile satmaz,
پاس دارد قلعه را از دشمنان ** قلعه نفروشد به مال بیکران
Padişah orada değilken, hudut boylarında, padişahın huzurundaymış gibi vefakârlıkta bulunursa;
غایب از شه در کنار ثغرها ** همچو حاضر او نگه دارد وفا
O dizdar; elbette padişahın yanında, huzurunda bulunan ve can feda eden kişilerden daha değerlidir.
پیش شه او به بود از دیگران ** که به خدمت حاضرند و جان فشان
Şu halde yarı zerre miktarı, fakat gaibane emir tutmak; emredicinin huzurunda kulluk etmek ve emrine uymaktan yüz binlerce defa üstündür.
پس به غیبت نیم ذرهی حفظ کار ** به که اندر حاضری ز آن صد هزار
Kulluk ve iman, şimdi makbuldür. Fakat ölümden sonra her şey meydana çıkınca inanmak, bir işe yaramaz.3640
طاعت و ایمان کنون محمود شد ** بعد مرگ اندر عیان مردود شد
Hakikatın kapalı, örtülü olması ve gayba inanmak daha iyi, daha makbul olunca ağzın kapalı, dudağın yumuk olması elbette iyidir.
چون که غیب و غایب و رو پوش به ** پس لبان بر بند لب خاموش به
Kardeş, sözden el çek ki bizzat Tanrı, sende Ledün ilmini meydana çıkarsın.
ای برادر دست وا دار از سخن ** خود خدا پیدا کند علم لدن
Güneşin varlığına delil kendisi yeter. Tanrı’dan daha ulu şahit kimdir?
بس بود خورشید را رویش گواه ** أی شیء أعظم الشاهد إله
Hayır... Söyleyeceğim çünkü Kur’an’da şahadet hususunda hep beraberce Tanrı da anılmıştır, melek de âlimler de.
نه بگویم چون قرین شد در بیان ** هم خدا و هم ملک هم عالمان
Tanrı da şahadet eder, melekler de, bilgili kişiler de: Şüphe yok ki Rabb, ancak daimî Tanrı’dır...3645
یشهد الله و الملک و اهل العلوم ** إنه لا رب إلا من یدوم
Hak, şahadet edince melek kim oluyor ki şahadette Tanrı ile müşterek olsun!
چون گواهی داد حق که بود ملک ** تا شود اندر گواهی مشترک
Çünkü ziyaya tahammül edemeyen zavallı gözlerle biçare gönüllerin güneşin nuruna ve güneşe takatleri yoktur.
ز آن که شعشاع حضور آفتاب ** بر نتابد چشم و دلهای خراب
Bu çeşit gözler, böyle gönüller, yarasaya benzerler. Yarasa güneşin ışığına, güneşin hararetine tahammül edemez, ümidini keser ( güneşten mahrum kalır)
چون خفاشی کاو تف خورشید را ** بر نتابد بگسلد اومید را
Gökyüzünde cilve eden güneşe şahadette, melekleri de bize dost, bize eş bil!
پس ملایک را چو ما هم یار دان ** جلوه گر خورشید را بر آسمان
“ Biz o tek güneşten nurlandık, güneşin halifesi gibi zayıfları nurlandık” diye şahadet ederler.3650
کاین ضیا ما ز آفتابی یافتیم ** چون خلیفه بر ضعیفان تافتیم
Her melek; yeni ay, yahut üç günlük ay, yahut da dolunay gibi kemal, nur ve kudret sahibidir.
چون مه نو یا سه روزه یا که بدر ** مرتبهی هر یک ملک در نور و قدر