English    Türkçe    فارسی   

1
407-431

  • Halife, Leylâ’ya dedi ki: ”Sen o musun ki Mecnun, senin aşkından perişan oldu ve kendini kaybetti.
  • Sen başka güzellerden güzel değilsin. ” Leyla, “Sus, çünkü sen Mecnun değilsin” diye cevap verdi.
  • Uyanık olan daha ziyade uykudadır. Onun uyanıklığı uykusundan beterdir.
  • Canımız Hak ile uyanık olmazsa uyanıklık, bizim için iki dağ arasındaki boğaz ve geçit gibidir. 410
  • Canın; her gün hayalin tekmesini yemeden, ziyandan, faydadan, elden çıkarma, kaybetme korkusundan.
  • Ne temizliği kalır, letafeti, ne kuvveti, ne de göklere çıkacak yolu!
  • Uyumuş ona derler ki o, her hayalden ümitlenir, onunla konuşur;
  • Uykuda Şeytan’ı Hûri gibi görür, sonra şehvetle Şeytan’a erlik suyu döker.
  • Nesil tohumunu çorağa dökünce uyanır, kendine gelir, hayalde ondan kaçar. 415
  • O rüyadan elde ettiği baş ağrısı, sersemlik beden pisliğidir. Ah, o zahirde görünen, hakikatte görünmeyen, aslı olmayan hayalden!
  • Kuş havadadır, gölgesi yerde kuş gibi uçar görünür.
  • Ahmağın biri, o gölgeyi avlamaya kalkışır, takati kalmayıncaya kadar koşar.
  • O gölgenin havadaki kuşun aksi olduğundan; o gölgenin aslının nerde bulunduğundan haberi yok!
  • Gölgeye doğru ok atar. Bu araştırma yüzünden okluk bomboş kalır. 420
  • Ömrünün okluğu boşaldı. Ömür gitti; gölge avı ardında koşmada yandı eridi!
  • Bir kişinin dadısı, Tanrı gölgesi olursa onu gölgeden ve hayalden kurtarır.
  • Tanrı’ya kul olan, Tanrı gölgesidir. O bu âlemden ölmüş, Tanrı ile dirilmiştir.
  • Fırsatı kaçırmadan ve şüphe etmeksizin onun eteğine sarıl ki ahir zamanın sonundaki fitnelerden kurtulasın.
  • Tanrı gölgeyi nasıl uzattı (ayeti) evliyanın nakşidir. Çünkü veli, Tanrı güneşi nurunun delilidir. 425
  • Bu yolda bu delil olmaksızın yürüme, Halil gibi “Ben batanları sevmem ” de!
  • Yürü, gölgeden bir güneş bul. Şah Şems-i Tebrîzî’nin eteğine yapış!
  • Bu düğün ve gelinin bulunduğu yerin yolunu bilmezsen Hak ziyası Hüsameddin’den sor!
  • Haset, yolda gırtlağına sarılırsa... bil ki İblis’in tuğyanı hasettedir.
  • Çünkü o, haset yüzünden Âdem’den arlanır... Kutlulukla haset yüzünden savaşır. 430
  • Yolda bundan daha güç geçit yoktur. Ne kutludur o kişi ki yoldaşı, haset değildir.