English    Türkçe    فارسی   

1
579-603

  • Hayvana takati derecesinde yük yüklet. Zayıflara iktidarları nispetinde iş havale et!
  • Her kuşun yiyeceği lokma, kendine göredir. Nasıl olur da her kuş bir inciri (bütün olarak) yutabilir? 580
  • Çocuğa süt yerine ekmek verirsen zavallı yavruyu o ekmek yüzünden öldü bil!
  • Ondan sonra dişleri çıkınca kendi kendine onun içi ekmek ister.
  • Henüz kanadı çıkmayan kuş uçmaya kalkışırsa her yırtıcı kedinin lokması olur.
  • Ama kanatlanınca o kendisinden teklifsizce, iyi ve kötü ıslık olmaksızın uçar.
  • Senin sözün Şeytan’ı susturur, senin lütuf ve keremin, bizim kulağımıza akıl ve fehim verir. 585
  • Söyleyen, sen olunca kulağımız, tamam akıldan ibarettir. Mademki deniz sensin, kurumuz da denizdir!
  • Ey (sekizinci gökteki) Simak burcundan (denizin dibindeki) balığa kadar her şey, kendisinden nurlanmış olan! Seninle olunca yer, bize gökten daha iyidir.
  • Sensiz, biz göğün tâ üstünde bile karanlık içindeyiz. Ey ay! Gayrı bu felek, nedir ki seninle mukayese edilebilsin?
  • Göklerin sûreta yüksekliği var. Mana yüzünden yükseklik, temiz ruhundur.
  • Sûreta yükseklik, cisimlerindir, fakat mana huzurunda cisimler, isimlerden ibarettir. 590
  • Vezirin “Halveti terk etmem" diye cevap vermesi
  • Vezir dedi ki: “Delillerinizi kısa kesiniz; nasihatimi, can ve gönülden dinleyiniz.
  • Emin isem, emin adam ittiham edilmez göğe yer desem bile!
  • Eğer ben mahzı kemâl isem kemâli inkâr nedir? Değilsem bu zahmet, bu eziyet ne oluyor?
  • Ben bu halvetten çıkmayacağım çünkü kalp ahvali ile meşgulüm.”
  • Müritlerin vezire yalvarması
  • Hepsi birden dediler ki: “Ey vezir, inkâr etmiyoruz, bizim sözümüz ağyarın sözü gibi değildir. 595
  • Ayrılığından gözyaşlarımız akmakta, canımızın tâ içinden ahu vahlar coşmakta!”
  • Çocuk dadı ile kavga etmez. Gerçi ne kötüyü bilir ne iyiyi... Fakat boyuna ağlar durur!
  • Biz çenk gibiyiz sen mızrak vurmaktasın; inleme bizden değil, sen inliyorsun!
  • Biz ney gibiyiz, bizdeki nağme senden. Biz dağ gibiyiz, bizdeki seda senden.
  • Kazanıp kaybetmede satranç oyunu gibiyiz; ey huyları güzel! Bizim kazanıp kaybetmemiz sendendir. 600
  • Ey bizim canımıza can olan! Biz kim oluyoruz ki seninle ortada olalım, görünelim!
  • Biz yokuz. Varlıklarımız, fâni suretle gösteren Vücud-u Mutlak olan sensin.
  • Biz umumiyetle aslanlarız ama bayrak üstüne resmedilmiş aslanlar! Onların zaman zaman hareketleri, hamleleri rüzgârdandır.