English    Türkçe    فارسی   

1
591-615

  • Vezir dedi ki: “Delillerinizi kısa kesiniz; nasihatimi, can ve gönülden dinleyiniz.
  • Emin isem, emin adam ittiham edilmez göğe yer desem bile!
  • Eğer ben mahzı kemâl isem kemâli inkâr nedir? Değilsem bu zahmet, bu eziyet ne oluyor?
  • Ben bu halvetten çıkmayacağım çünkü kalp ahvali ile meşgulüm.”
  • Müritlerin vezire yalvarması
  • Hepsi birden dediler ki: “Ey vezir, inkâr etmiyoruz, bizim sözümüz ağyarın sözü gibi değildir. 595
  • Ayrılığından gözyaşlarımız akmakta, canımızın tâ içinden ahu vahlar coşmakta!”
  • Çocuk dadı ile kavga etmez. Gerçi ne kötüyü bilir ne iyiyi... Fakat boyuna ağlar durur!
  • Biz çenk gibiyiz sen mızrak vurmaktasın; inleme bizden değil, sen inliyorsun!
  • Biz ney gibiyiz, bizdeki nağme senden. Biz dağ gibiyiz, bizdeki seda senden.
  • Kazanıp kaybetmede satranç oyunu gibiyiz; ey huyları güzel! Bizim kazanıp kaybetmemiz sendendir. 600
  • Ey bizim canımıza can olan! Biz kim oluyoruz ki seninle ortada olalım, görünelim!
  • Biz yokuz. Varlıklarımız, fâni suretle gösteren Vücud-u Mutlak olan sensin.
  • Biz umumiyetle aslanlarız ama bayrak üstüne resmedilmiş aslanlar! Onların zaman zaman hareketleri, hamleleri rüzgârdandır.
  • Aslanların saldırışı meydânda; lâkin rüzgâr gizlidir. O gizli olan, aslâ eksik olmasın. (T.M. 602)
  • Hareketimiz de, varlığımız da senin vergindir. Varlığımız umumiyetle senin icadındır. 605
  • Yoksa varlık lezzetini gösterdin. Yok olanı kendine âşık eylemiştin!
  • O in’am ve ihsanın lezzetini... Mezeyi, şarabı ve kadehi esirgeme!
  • Esirgersen kim arayıp tarıyabilir? Nakış nakkaşla nasıl mücadele eder?
  • Bize, bizim ef’alimize bakma; kendi ikramına, kendi cömertliğine bak!
  • Biz yoktuk, mücadelemiz de yoktu. Senin lütfun bizim söylenmemiş sırlarımızı da işitiyordu. 610
  • Nakış, nakkaşın ve kaleminin huzurunda ama karnındaki çocuk gibi âciz ve eli bağlıdır.
  • Kudret huzurunda bütün âlem mahlûkları, iğne önünde gergef gibi âcizdir.
  • Kudret gergefe bazen şeytan resmi, bazen insan resmi işler; gâh neşe, gâh keder nakşeder.
  • Gergefin eli yok ki onu def’ için kımıldatsın; dili yok ki fayda, zarar hususunda ses çıkarsın.
  • Sen beytin tefsirini Kur’an’dan oku Tanrı “Attığın zaman sen atmadın” dedi. 615