English    Türkçe    فارسی   

1
673-697

  • Ulu Tanrı açıkça meydan da olmadığından, bu peygamberler Hakk'ın vekilleridir.
  • Hayır, yanlış söyledim. Vekil ile vekil edeni iki sanırsan (bu) hatadır, iyi bir şey değil.
  • Sen surete taptıkça ikidir. Suretten kurtulana göre ise birdir. 675
  • Surete bakarsan gözün ikidir. Sen onun nuruna bak ki o birdir.
  • Bir adam, gözün nuruna bakarsa iki gözün nuru, birbirinden ayırt edilemez.
  • Bir yerde on tane çırağ bulundurulursa görünüşte her biri, öbüründen ayrıdır.
  • Nuruna yüz çevirirsen şüphesiz ki birinin nurunu öbürlerinden ayırt etmeye imkân yoktur.
  • Yüz tane elma, yüz tane de ayva saysan her biri ayrı ayrıdır. Onları sıkarsan yüz kalmaz, hepsi bir olur. 680
  • Manalarda taksim ve sayı yoktur, ayırma, birleştirme olamaz.
  • Dostun, dostlarla birliği hoştur. Mana ayağını tut (ona meylet), suret serkeştir.
  • Serkeş sureti, eziyetle eritip mahveyle ki onun altında define gibi olan vahdeti göresin.
  • Eğer sen eritmezsen onun (Tanrı’nın) inayetleri, esasen onu eritir. Ey gönlüm, kulu olan Tanrı!
  • O, hem gönüllere kendini gösterir, hem dervişin hırkasını diker. 685
  • Hepimiz yayılmıştık ve bir cevherdik. Orada başsız ve ayaksızdık;
  • Güneş gibi bir cevherdik, düğümsüz ve saftık, su gibi.
  • O güzel ve lâtif nur surete gelince kale burçlarının gölgesi gibi sayı meydana çıktı.
  • Mancınıkla burçları yıkın ki bu bölüğün arasından ayrılık kalksın.
  • Mutlaka ben bunu açar, anlatırdım, fakat bir fikir bile sürçmesin, (bundan) korkarım. 690
  • Nükteler keskin bir çelik kılıç gibidir. Eğer kalkanın yoksa gerisin geriye kaç!
  • Kalkansız bu elmasın karşısına gelme. Çünkü kılıca, kesmekten utanç gelmez.
  • Ben bu sebepten kılıcı kına koydum; Ters okuyan birisi, aykırı mana vermesin.
  • Hikâyeyi tamamlamaya, doğrular topluluğunun vefakârlığından bahse geldik:
  • O reisin ölümünden sonra kalktılar, yerine bir vekil istedilerdi. 695
  • Emirlerin veliahtlık için savaşları ve birbirlerine kılıç çekmeleri
  • O emirlerin birisi öne düşüp o vefalı kavmin yanına gitti.
  • Dedi ki: “İşte o zatın vekili; zamanede İsa halifesi benim.