English    Türkçe    فارسی   

1
684-708

  • Eğer sen eritmezsen onun (Tanrı’nın) inayetleri, esasen onu eritir. Ey gönlüm, kulu olan Tanrı!
  • O, hem gönüllere kendini gösterir, hem dervişin hırkasını diker. 685
  • Hepimiz yayılmıştık ve bir cevherdik. Orada başsız ve ayaksızdık;
  • Güneş gibi bir cevherdik, düğümsüz ve saftık, su gibi.
  • O güzel ve lâtif nur surete gelince kale burçlarının gölgesi gibi sayı meydana çıktı.
  • Mancınıkla burçları yıkın ki bu bölüğün arasından ayrılık kalksın.
  • Mutlaka ben bunu açar, anlatırdım, fakat bir fikir bile sürçmesin, (bundan) korkarım. 690
  • Nükteler keskin bir çelik kılıç gibidir. Eğer kalkanın yoksa gerisin geriye kaç!
  • Kalkansız bu elmasın karşısına gelme. Çünkü kılıca, kesmekten utanç gelmez.
  • Ben bu sebepten kılıcı kına koydum; Ters okuyan birisi, aykırı mana vermesin.
  • Hikâyeyi tamamlamaya, doğrular topluluğunun vefakârlığından bahse geldik:
  • O reisin ölümünden sonra kalktılar, yerine bir vekil istedilerdi. 695
  • Emirlerin veliahtlık için savaşları ve birbirlerine kılıç çekmeleri
  • O emirlerin birisi öne düşüp o vefalı kavmin yanına gitti.
  • Dedi ki: “İşte o zatın vekili; zamanede İsa halifesi benim.
  • İşte tomar, ondan sonra vekilliğin bana ait olduğuna dair burhanımdır.”
  • Öbür emir de pusudan çıkageldi. Hilâfet hususunda onun dâvası da bunun dâvası gibiydi.
  • O da koltuğundan bir tomar çıkardı, gösterdi. Her ikisinin de Yahudi kızgınlığı başladı. 700
  • Diğer emirler de bir bir katar olup (birbirlerinin ardınca dâvaya kalkışıp) keskin kılıçlar çektiler.
  • Her birinin elinde bir kılıç ve bir tomar vardı; sarhoş filler gibi birbirlerine düştüler.
  • Yüz binlerce Hıristiyan öldü, bu suretle kesik başlardan tepe oldu.
  • Sağdan, soldan sel gibi kanlar aktı. Havaya, dağlarcasına tozlar kalktı.
  • O vezirin ektiği fitne tohumları, onların başlarına afet kesilmişti. 705
  • Cevizler kırıldı; içi sağlam olan, kırıldıktan sonra temiz ve lâtif ruha malik oldu.
  • Ancak ten nakşına ait olan öldürmek ve ölmek, nar ve elmayı kırmak, kesmek gibidir.
  • Tatlı olan nardenk şerbeti olur, çürümüş olanın ise bir sesten başka bir şeyi kalmaz.