English    Türkçe    فارسی   

1
771-795

  • O, bu nefis putunun cezasını vermeyince nefis putundan, başka bir put doğdu.
  • Putların anası nefsinizin putudur. Çünkü o put yılan, bu put ejderhadır.
  • Nefis; demir ve taştan yapılan çakmaktır, put kıvılcımdır. O kıvılcım su ile söner.
  • Fakat taş ve demir (çakmak), su ile söner mi? Âdemoğlu’nda, bu ikisi oldukça ne vakit ve nasıl emin olur?
  • Put, bir testide gizli kara sudur. Nefsi, muhakkak olarak o kara suya pınar bil. 775
  • O, yontulmuş put, kara sel gibidir. Put yapan nefis, anayolda bir pınardır.
  • Bir taş parçası yüz testiyi kırar ama pınar suyu durmadan kaynar.
  • Put kırmak kolay, gayet kolaydır. Fakat nefsi kolay görmek cahilliktir.
  • Ey oğul, nefsin misal ve suretini istersen yedi kapılı cehennemin kıssasını oku!
  • Nefsin her anda hilesi var, her hilesinde yüzlerce Firavun, Firavun’a uyanlarla boğulmuş! 780
  • Mûsâ’nın Tanrısına ve Mûsâ’ya kaç; Firavun’luk ederek iman suyunu dökme!
  • Ahad ve Ahmed’e yapış, ey kardeş, ten Ebucehl’inden kurtul!
  • O Yahudi padişahının, küçük bir çocukla bir kadını getirip, o çocuğu ateşe atması, çocuğun dile gelerek halkı ateşe atılmağa teşvik eylemesi
  • O Yahudi, bir kadını çocuğuyla putun önüne getirdi, ateş yalımlanmıştı.
  • Çocuğu, anasından alıp ateşe attı. Kadın korkup gönlünü imandan ayırdı.
  • Kadın, put önünde secde etmek isteyince çocuk ateş içinde “Ben ölmedim” diye haykırdı. 785
  • “Ana, gel. Gerçi zahirde ateş içinde isem de ben burada iyiyim, hoşum.
  • Bu ateş; perde olarak zahirde bir gözbağıdır. Fakat hakikatte mana yakasından baş çıkarmış, zuhur etmiş bir rahmettir.
  • Ana, gel de Tanrı’nın burhanını gör ki bu suretle Hak haslarının zevk ve işaretini de göresin.
  • Ana, hakikatte ateş olan, fakat zahiren suya benzeyen bir âlemden çık, bu ateşe gir de ateşe benzeyen suyu gör!
  • Ateşe gir de ateş içinde gül ve yasemin bulan İbrahim’in sırlarını gör. 790
  • Senden doğarken ölümü görüyordum, senden ayrılmaktan pek korkuyordum.
  • Hâlbuki senden doğunca havası hoş, rengi güzel bir âleme gelip dar bir zindandan kurtuldum.
  • Şimdi şu ateş içindeki sükûn ve rahatı bulunca dünyayı ana rahmi gibi görmeye başladım.
  • Bu ateş içinde bir âlem gördüm ki her zerresinde bir İsâ nefesi var.
  • Şekli yok, kendisi var bir cihan… O zahiren var olan dünya ise sebatsız şekilden ibaret. 795