English    Türkçe    فارسی   

1
958-982

  • O “Azrail, bana öyle bir hışımla, öyle bir kinle baktı ki…” dedi
  • Süleyman “Peki, şimdi ne diliyorsan dile bakalım” dedi. O dedi ki: “Ey canları koruyan! Rüzgâra emret;
  • Beni tâ Hindistan’a götürsün; belki kulunuz oraya gidince canını kurtarır.” 960
  • İşte halk fakirlikten böyle korkar. Onun için insanlar hırs, emele lokma olurlar.
  • Fakirlikten korkmak, tıpkı o adamın ölümden korkmasına benzer. Hırsı, çalışmayı da sen Hindistan farz et!
  • Süleyman rüzgâra emretti; rüzgâr da onu derhal Hindistan’da bir adaya götürdü.
  • Ertesi gün Süleyman, divan vakti halkla buluşunca Azrail’e dedi ki:
  • Acaba bu işi, o adamı hanümanından avare etmek için mi yaptın? 965
  • Ben ona hışımla ne vakit baktım? Onu yol uğrağında görünce şaşırdım.
  • Çünkü Hak bana “Haydi bugün var, onun canını Hindistan’da al” buyurdu.
  • Taaccüple “Yüz tane kanadı olsa Hindistan’a gitmesi yine uzak” dedim.”
  • İşte sen dünya işlerini hep buna kıyas et, gözünü aç da gör!
  • Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey! Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak’tan mı? Ne boş zahmet! 970
  • Yine aslanın çalışmayı tevekküle tercih etmesi ve çalışmanın faydalarını bildirmesi
  • Aslan dedi ki: “Doğru ama Peygamberlerin, müminlerin çalışmalarını da gör.
  • Cefadan, kahırdan ne gördülerse mükâfata nail oldular; Tanrı onların mücahedesini zayi etmedi.
  • Onların başvurdukları çareler her hususta lâtif oldu. Çünkü zariften ne gelirse zariftir.
  • Tuzakları felek kuşunu tuttu; noksanları tamamen sayıldı.
  • Ey ulu kişi! Nebîlerin ve velilerin yolunda çalış! 975
  • Kaza ve kaderle pençeleşmek mücahede sayılmaz. Çünkü bizi pençeleştiren, savaştıran da kaza ve kaderdir.
  • Bir kimse iman ve itaat yolunda yürüyüp de bir an bile ziyan etmişse kâfirim!
  • Başın yarılmamış, şu başını bağlama. Birkaç gün çalış da ondan sonra gül!
  • Dünyayı arayan kimse olmayacak ve kötü bir şey aradı. Ukbayı arayansa kendine iyi bir hal aramış oldu.
  • Dünya kazancı için çarelere başvurmak soğuk bir şeydir. Dünyayı terk etmek için çarelere başvurmak ise caizdir, emredilmiştir. 980
  • Hile ve çare diye zindanı delip de çıkmaya derler. Yoksa birisi zaten açılmış deliği kapatırsa yaptığı iş, soğuk ve ters bir iştir.
  • Bu dünya zindandır, biz de zindandaki mahpuslarız. Zindanı del, kendini kurtar!