English    Türkçe    فارسی   

2
1044-1068

  • O zaman dağları yumuşak pamuk gibi görürsün, bir de bakarsın ki bu soğuk, sıcak yeryüzü yok oluvermiş!
  • O zaman ezelî ve ebedî hayata ve muhabbete sahip olan Allah’tan başka ne göğü görürsün ne yıldızı! 1045
  • Bir misal, ister doğru olsun, ister yanlış, doğrulukları aydınlatsın da.
  • O has köleye padişaha mensup adamların haset etmeleri
  • Padişah, lütfuyla bir köleyi bütün adamların içinden seçmiş, onlardan üstün etmişti.
  • Elbisesinin pahası, kırk emirin maaşına bedeldi. Onun kazandığı kadir ve kıymetin onda birini, hatta yüz vezir bile görmemişti.
  • Talihin yaverliği, bahtının müsait oluşu yüzünden yücelmiş, âdeta bir Eyaz olmuştu. Padişah da sanki zamanın Mahmut’uydu.
  • Ruhu padişahın ruhîyle birdi. Bu ten âleminden önce de o iki ruh, birbirine eş olmuş, birbirine aşina olmuştu. 1050
  • Zaten iş, tenden önce olan iştir. Sonradan meydana gelenlerden geç!
  • İş arifindir. Çünkü arif, şaşı değildir. Gözü, ilk ekilen şeyleri görür.
  • Buğday mı ekildi, arpa mı? Gece, gündüz gözü ondadır. Gece, neye gebeyse onu doğurur.
  • Bunu menetmek için yapılan hileler, başvurulan tedbirler havadan ibaret!
  • Allah’ın takdirini, kendi tedbirinden üstün gören kişi, nasıl olur da kendi tedbirleriyle gönlünü avutabilir? 1055
  • Aklına, tedbirine güvense tuzak içinde olduğu halde tuzak kurar, fakat canına andolsun, ne bu kurtulur, ne o!
  • Yüzlerce çayır, çimen bitse de, dökülse de sonun da yine Allah’ın ektiği çıkar!
  • Ekilmiş ekinin üstüne ekin ekerler ama bu ikincisi fânidir, ilki doğrudur, ilki yerindedir.
  • İlk ekin kemal bulur, seçilip toplanır. İkinci tohumsa bozulur, çürüyüp gider.
  • Sevgilinin huzurunda tedbirini terk et; filvaki tedbiri de onun tedbirinden, onun kaderinden doğmadır ya! 1060
  • Hakk’ın yücelttiği iş, işe yarar. Nihayet biten, ilk ekilendir.
  • Mademki sevgiliye esirsin, ey âşık ektiğini onun için ek!
  • Hırsız nefsin etrafında dolaşma, onun işine bulaşma. Bir iş, Hakk’ın işi değil mi? Hiçtir hiç!
  • Kıyamet günü gelmeden, gece hırsızı, mal sahibinin yanında rüsvay olmadan bu işten vazgeç.
  • Hilelerle, tedbirlerle çalınmış olan malın vebali adalet günü çalan adamın boynunda kalır. 1065
  • Yüz binlerce akıl, bir araya gelip onun tuzağına aykırı bir tuzak kurmak isterler, kurarlar da.
  • Kurdukları tuzağı pek kuvvetli pek yerinde ve kâfi bulurlar ama bir çöp parçası rüzgâra nasıl dayanabilir?
  • Eğer sen “Şu halde varlığın ne faydası var?” dersen senin bu sualinde fayda var mı inatçı adam?