English    Türkçe    فارسی   

2
1222-1246

  • İhtiyarın gücü, kuvveti kesilir, şehvet suyu akmaz olur. Kendisinden de faydalanmaz, başkalarına da faydası dokunmaz.
  • Kaşları eyer kuskunu gibi aşağı düşer, gözü yaşarır, görmez olur.
  • Yüzü buruşur, kertenkele sırtına döner. Söz söyleyemez, tat alamaz olur, dişleri bir şey kesmez bir hale gelir.
  • Gün geçip gitmiş, akşam çağı gelip çatmış, leş gibi beden topallamakta, yolsa uzun. İş görülecek yer yıkık iş işten geçmiş.. 1225
  • Kötü huyların kökleri kuvvetlenmiş, onu kökünden söküp çıkarma kuvveti de azalmış!
  • Valinin, yola diken ekene “Yola diktiğin dikenleri sök” diye emir vermesi
  • Bu iş, o tatlı sözlü, fakat kötü huylu adamın yol üstüne diken dikmesine benzer.
  • Yoldan geçenler ona darılmaya başladılar, bu dikenleri sök diye bir hayli söylediler, fakat fayda etmedi.
  • Her an o dikenler çoğalmakta, halkın ayağı dikenler yüzünden kanamaktaydı.
  • Halkın elbisesi dikenlerden yırtılmakta, yoksulların ayakları paramparça olmaktaydı. 1230
  • Vali, ona “Mutlaka bunları sök” dedikçe. “ Evet, bir gün sökerim” diyordu.
  • Bir müddet “Yarın, yarın” diye vade verip durdu. Bu müddet için de diktiği dikenler kökleşti, kuvvetlendi.
  • Vali, bir gün “ Ey vadin de durmayan, beri gel, emrettiğimiz işi sürüncemede bırakma” dedi.
  • Adam dedi ki: Babacığım, bir hayli gün var, bugün olmazsa yarın! ”Vali “ Hayır, acele davran, işi savsaklama.
  • Sen bu işi yarın görürüm diyorsun ama şunu bil ki gün geçtikçe, 1235
  • O dikenler daha ziyade yeşeriyor, dikeni sökecek de ihtiyarlayıp âciz bir hale geliyor.
  • Diken kuvvetlenmekte, büyümekte, diken sökecekse ihtiyarlamakta, kuvvetten düşmekte.
  • Diken her gün, her an yeşerip tazelenmekte. Diken her gün perişan bir hale gelmekte, kuruyup kalmakta!
  • O daha ziyade gençleşiyor, sen daha fazla ihtiyarlıyorsun. Çabuk ol, zamanını geçirme” dedi.
  • Her kötü huyunu bir diken bil; dikenler kaç keredir senin ayağını zedelemekte. 1240
  • Nice defalardır kötü huydan perişan bir hale düştün. Fakat duygun yok ki. Pek duygusuzlaştın.
  • Çirkin huyundan başkalarını, zarara soktuğundan başkalarına mazarrat verdiğinden,
  • Gafilsen hiç olmazsa kendi yaraladığını bilirsin ya. Sen hem kendine azapsın, hem başkalarına!
  • Ya baltayı al, ercesine vur, Ali gibi bu Hayber kapısını kopar.
  • Yahut bu dikeni gülfidanına ulaştır, sevgilinin nurunu nâra kavuştur? 1245
  • Da onun nuru senin ateşini söndürsün; vuslatı, dikenini gül bahçesi haline getirsin.