English    Türkçe    فارسی   

2
1321-1345

  • Bunu apaçık görmek istersen Salâhaddin gösterdi, gözleri görür bir hale getirdi, açtı.
  • Allah nuruna sahip olan her göz, fakrı onun gözünden dersler verir.
  • Şeyh, Allah gibi aletsiz işler görür. Müritlere sözsüz dersler verir.
  • Gönül, onun elinde mum gibi yumuşaktır. Mührü, gönle gâh ayıp, gâh şeref damgasını basar.
  • Mumundaki mühür, bir yüzüğe alamettir, onu hatırlatır, ya asıl o yüzük de ki nakış kimin alametidir, kimi hatırlatmaktadır? 1325
  • O nakış, efkârının her halkası, öbürüne geçmiş, bu suretle birbirine zincirlenmiş olan o Zerger’in fikrini anlatır.
  • Gönül dağlarındaki bu ses kimin? Bu dağ, gâh sesle dopdolu, gâh bomboş ve sessiz.
  • Ev sahibi, nerde olursa olsun hâkim ve üstatdır, yaptığı iş yerli yerindedir. Bu gönül dağı, onun sesinden hâli kalmasın!
  • Dağ vardır, sesi iki misli aksettirir… Dağ vardır, yüz misli.
  • Dağ; o sesten, o sözden yüz binlerce halis ve sâf kaynaklar sızdırır. 1330
  • Fakat dağdan o lütuf kesildi mi sular, kaynaklarında kan kesilir.
  • O kadehi kutlu padişahlar padişahı yüzünden Tûr dağı lâl haline geldi.
  • Dağın cüzileri canlandı, akıllandı. Ey halk biz bir taştan da aşağı mıyız ki?
  • Ne candan bir çeşme coşmakta, ne beden yeşiller giymiş ruhanilere katılmakta…
  • Onda ne bir iştiyak sahibinin sesi var, ne sâkinin bir yudum şarabının neşesi! 1335
  • Nerde hamiyet ki böyle bir dağı; keserle, çapayla, neyle olursa kökünden yıksın.
  • Belki cüzilerine bir ay parıltısı vurur, belki ay ışığı, ona yol bulur!
  • Kıyamette dağlar yerlerinden sökülecek… Senin bir davranman da ne vakit böyle bir keremde bulunacak?
  • Bu kıyamet, o kıyametten nasıl olur da aşağı sayılır? O kıyamet yaradır, bu, merheme benzer.
  • Bu merhemi gören yaradan kurtulmuştur. Bu güzelliği gören kötü kişi bile ihsan sahibidir. 1340
  • Ne mutlu o çirkine ki güzele eş, arkadaş oldu; vah eşi kış olan gül yüzlüye!
  • Ölmüş eşek cana eş olunca dirilir, canın ta kendisi olur.
  • Kara odun ateşe eş olur, karalığa gider, baştanbaşa nur kesilir.
  • Ölmüş eşek tuzluya düşünce eşekliği, murdarlığı bir tarafta kalır.
  • Allah gününün rengi Allah boyasıdır. Onda her şey bir renge boyanır. 1345