Oğul, gönül havuzunun çevresinde olan, ten havuzundan sakın!1370
گرد پایهی حوض دل گرد ای پسر ** هان ز پایهی حوض تن میکن حذر
Ten deniziyle gönül denizi birbirine bitişiktir, fakat aralarında bir berzah var, birbirlerine karışmazlar.
بحر تن بر بحر دل بر هم زنان ** در میانشان برزخ لا یبغیان
İster doğru ol, ister eğri. O gönül havuzuna doğru gel, geri kalma.
گر تو باشی راست ور باشی تو کژ ** پیشتر میغژ بدو واپس مغژ
Padişahların huzurunda can tehlikesi var ama himmetleri yüce kişiler can korkusu yüzünden padişahtan çekinmezler.
پیش شاهان گر خطر باشد به جان ** لیک نشکیبد از او با همتان
Padişah, şekerden daha tatlı olunca canın tatlılığına gitmesi de daha hoş, daha doğru.
شاه چون شیرینتر از شکر بود ** جان به شیرینی رود خوشتر بود
Ey beni kınayan, sen sağ esen ol. Ey selâmet arayan, sen beni bırak!1375
ای ملامت گر سلامت مر ترا ** ای سلامت جو تویی واهی العری
Benim canım ocaktır, ateşten hoşlanır, ocağa ateş yurdu olmak yeter.
جان من کوره ست با آتش خوش است ** کوره را این بس که خانهی آتش است
Bana ocak gibi aşka yanmak düştü. Bundan kör olansa zaten ocak değildir.
همچو کوره عشق را سوزیدنی است ** هر که او زین کور باشد کوره نیست
Azıksızlık azığı sana azık olursa baki olan canı buldun, ölümden kurtuldun demektir.
برگ بیبرگی ترا چون برگ شد ** جان باقی یافتی و مرگ شد
Gamdan neşe artmaya başladı mı can bahçen güllerle, süsenlerle dolar.
چون ترا غم شادی افزودن گرفت ** روضهی جانت گل و سوسن گرفت
Başkasının korktuğu şeyler, sana emniyet verir. Su kuşu, denizden kuvvet bulur, ev kuşuysa perişan olur.1380
آن چه خوف دیگران آن امن تست ** بط قوی از بحر و مرغ خانه سست
Ey tabip, ben; yine divane oldum. Sevgili, ben yine kara sevdalara uğradım.
باز دیوانه شدم من ای طبیب ** باز سودایی شدم من ای حبیب
Zincirinin halkalarından her halkanın başka, başka fenleri var. Her halka, başka bir delilik vermede.
حلقههای سلسلهی تو ذو فنون ** هر یکی حلقه دهد دیگر جنون
Her halkanın eseri, başka, başka fenler. Onun için her an başka deliliklerim var.
داد هر حلقه فنونی دیگر است ** پس مرا هر دم جنونی دیگر است
Darbı meseldir, delilikler; fen, fen, çeşit çeşittir. Hele böyle ulu bir beyin zincirine bağlanmış kişide olursa!
پس فنون باشد جنون این شد مثل ** خاصه در زنجیر این میر اجل
Bağımı, öyle bir divanelik kopardı ki bütün divaneler bana nasihat verirler!1385
آن چنان دیوانگی بگسست بند ** که همه دیوانگان پندم دهند
Zünnun’un hatırını sormak üzere dostlarının tımarhaneye gelmeleri
آمدن دوستان به بیمارستان جهت پرسش ذو النون مصری
Bu çeşit delilik, Zünnun’u, Mısri’nin de başına geldi. Onda yeni, yeni coşkunluklar, cezbeler meydana gelmekteydi.
این چنین ذو النون مصری را فتاد ** کاندر او شور و جنونی نو بزاد
Coşkunluğu âdeta göğün üstüne erişecek bir dereceyi buluyor, ciğerler acısı bir hale geliyordu.
شور چندان شد که تا فوق فلک ** میرسید از وی جگرها را نمک
Kendine gel ey çorak toprak, kendi coşkunluğunu bu işe sahip olan temiz kişilerin coşkunluğu ile bir tutma!
هین منه تو شور خود ای شوره خاک ** پهلوی شور خداوندان پاک
Halk onun deliliğine tahammül edemez bir hale geldi. Ateşi, âdeta halkın sakalını tutuşturmaktaydı.
خلق را تاب جنون او نبود ** آتش او ریشهاشان میربود
Avamın sakalına ateş düşünce onu körlüklerinden, inatlarından tutup bağladılar.1390
چون که در ریش عوام آتش فتاد ** بند کردندش به زندانی نهاد
Halk, bu yolda umumiyetle dara düşse de yine yuları geri çekmeye imkân yoktur.
نیست امکان واکشیدن این لگام ** گر چه زین ره تنگ میآیند عام
Bu padişahların hepsi, halktan can korkusuna düştüler. Çünkü bu güruh kördür, padişahların da nişanı yok!
دیده این شاهان ز عامه خوف جان ** کاین گره کورند و شاهان بینشان
Hüküm külhaniler eline geçince nihayet Zünnun zindana düştü.
چون که حکم اندر کف رندان بود ** لاجرم ذو النون در زندان بود
Bir tek ulu padişah, tek başına atına binmiş, gitmekte. Ardına düşen, ona uyan yok. Böyle bir eşi bulunmaz inci, çocukların eline düşmüş. Kadrini bilen anlayan yok.
یک سواره میرود شاه عظیم ** در کف طفلان چنین در یتیم