- Bütün zerreler, onda yok oldu. Âlem, onun yüzünden sarhoş oldu, onun yüzünden kendisine geldi.
- جملهی ذرات در وی محو شد ** عالم از وی مست گشت و صحو شد
- Fakat kalem, bir gaddarın elinde oldu mu şüphe yok, Mansur, dâra çekilir.
- چون قلم در دست غداری بود ** بیگمان منصور بر داری بود
- Bu hüküm, bu hükümet, kötü kişilerin elinde oldukça elbette peygamberleri öldürmek lâzım.
- چون سفیهان راست این کار و کیا ** لازم آمد یقتلون الأنبیاء
- Yol azıtmış kavim, aptallıklarından peygamberlere “ Biz, sizi şom bilmekteyiz. Bize sizin yüzünüzden kötülük geliyor” dedi. 1400
- انبیا را گفته قومی راه گم ** از سفه إنا تطیرنا بکم
- Hıristiyanların cehaletine bak ki asılan bir Allahtan medet ummaktadır.
- جهل ترسا بین امان انگیخته ** ز آن خداوندی که گشت آویخته
- Çünkü onlarca İsa’yı Yahudiler asmıştır. Peki, iş böyleyse ona kim imdat etsin?
- چون به قول اوست مصلوب جهود ** پس مر او را امن کی تاند نمود
- O padişahın yüreği, onların yüzünden kan olunca “ Sen, onların içinde oldukça Allah onlara azap göndermez” hükmü nasıl olur da sürüp gider?
- چون دل آن شاه ز ایشان خون بود ** عصمت و أنت فیهم چون بود
- Hain kalpazandan, halis altınla kuyumcu, daha fazla korkar.
- زر خالص را و زرگر را خطر ** باشد از قلاب خاین بیشتر
- Yusuflar, çirkin kişilerin hasedinden korkup gizlenirler. Güzeller, düşman korkusundan ateş içinde yaşarlar. 1405
- یوسفان از رشک زشتان مخفیند ** کز عدو خوبان در آتش میزیند
- Yusuflar, kardeşlerinin hilesi yüzünden kuyuya düşmüşlerdir. Çünkü o kardeşler, hasetlerinden Yusuf’u kurtlara verip dururlar.
- یوسفان از مکر اخوان در چهاند ** کز حسد یوسف به گرگان میدهند
- Hasetten Mısır Yusuf’unun başına neler geldi? Bu haset, pusuya yatmış büyük bir kurttur.
- از حسد بر یوسف مصری چه رفت ** این حسد اندر کمین گرگی است زفت
- Hulâsa halîm Yakup, Yusuf’a bir şey yapmasın diye bu kurttan daima korkar.
- لاجرم زین گرگ یعقوب حلیم ** داشت بر یوسف همیشه خوف و بیم
- Zahiri kurt, Yusuf’un etrafında dönüp dolaşmadı. Fakat bu haset, işlediği işle kurtları da geçti!
- گرگ ظاهر گرد یوسف خود نگشت ** این حسد در فعل از گرگان گذشت
- Bu haset kurdu, Yusuf’u yaraladı da “ Biz onu elbiselerimizin başında bırakmış, gitmiştik, kurt kapmış” diye tatlı sözlerle özür serdetti. 1410
- رحم کرد این گرگ و ز عذر لبق ** آمده که إنا ذهبنا نستبق
- Bu hile, yüz binlerce kurtta bile yok Hele dur, bak, bu kurt sonunda nasıl rüsvay olur!
- صد هزاران گرگ را این مکر نیست ** عاقبت رسوا شود این گرگ بیست
- Ondan dolayı herkesin yaptığı kötülüğün zararını göreceği gün hasetçiler, muhakkak kurt şeklinde haşredileceklerdir.
- ز انکه حشر حاسدان روز گزند ** بیگمان بر صورت گرگان کنند
- Hırsla dolu aşağılık ve haram yiyici kişi, o sayı günü domuz şeklinde,
- حشر پر حرص خس مردار خوار ** صورت خوکی بود روز شمار
- Zina edenler, avret yerleri kokarak, şarap içenler, ağızları kokarak dirilirler.
- زانیان را گند اندام نهان ** خمر خواران را بود گند دهان
- Gönüllerin duyduğu o gizli koku, mahşerde açığa çıkar, duyulur. 1415
- گند مخفی کان به دلها میرسید ** گشت اندر حشر محسوس و پدید
- İnsanın varlığı bir ormana benzer. O deme agâhsan çekin bu varlıktan çekin!
- بیشهای آمد وجود آدمی ** بر حذر شو زین وجود ار ز آن دمی
- Vücudumuzda binlerce kurt, binlerce domuz. Temiz, pis, güzel, çirkin binlerce sıfat var.
- در وجود ما هزاران گرگ و خوک ** صالح و ناصالح و خوب و خشوک
- Herhangi huy galipse hüküm, onundur. Maden de altın bakırdan fazlaysa o maden altın sayılır.
- حکم آن خور است کان غالبتر است ** چون که زر بیش از مس آید آن زر است
- Vücudunda hangi huy galipse o huyun suretine göre haşredilmen gerekir.
- سیرتی کان بر وجودت غالب است ** هم بر آن تصویر حشرت واجب است
- İnsan da bir an olur, kurtluk zuhur eder, bir an olur, ay gibi Yusuf yüzlü bir güzel haline gelir. 1420
- ساعتی گرگی در آید در بشر ** ساعتی یوسف رخی همچون قمر
- İyiliklerle kinler gizli bir yolda gönüllerden gönüllere gidip durmaktadır.
- میرود از سینهها در سینهها ** از ره پنهان صلاح و کینهها