English    Türkçe    فارسی   

2
1447-1471

  • Onlar, ahvali anlamak üzere Zünnun’un yanına yaklaşınca Zünnun onlara bağırdı: “Hey, kimlersiniz? Sakının!”
  • Onlar, edepli, edepli “ Biz dostlardanız. Buraya canla başla hal hatır sormak için geldik.
  • Nasılsın ey hünerli, marifetli akıl denizi? Akıllı olduğun halde niye kendini deli gösteriyorsun, bu ne bühtan?
  • Güneşe külhanın dumanı erişir mi? Anka, kargaya zebun olur mu? 1450
  • Bizden çekinme, şunu anlat. Biz seni sevenleriz. Bize bu işi etme.
  • Sevenleri, kendinden uzaklaştırmak yaraşmaz. Onlardan işi gizlemek onları hileyle aldatmak doğru değildir.
  • Padişahım, sırrı açığa vur. Ey ay yüzlü, yüzünü bulutla gizleme.
  • Biz seni seviyoruz, sana sadığız, âşığız. İki âlemde de gönlümüzü sana verdik” dediler.
  • Zünnun, sövüp saymaya başladı, delicesine saçma sapan sözler söyledi. 1455
  • Sıçrayıp onlara taş topaç yağdırmaya, sopa sallayıp fırlatmaya koyuldu. Hepsi yaralanıp ezilmek korkusundan kaçtılar.
  • Zünnun, kahkahayla gülüp başını salladı. Dedi ki: “ Şu dostların heva ve hevesine bak.
  • Dostlara bak! Hani dost olanların nişanesi? Dostlara zahmet can gibi sevimlidir.
  • Dosta, dostun zahmeti ağır gelir mi? Zahmet içtir, ruhtur. Dostluksa onun derisine benzer.
  • Dostluk nişanesi belâdan, afetlerden, mihnetlerden hoşlanmak değil midir? 1460
  • Dost altın gibidir. Belâ da ateşe benzer. Halis altın, ateş içinde saf bir hale gelir”
  • Efendisinin Lokman’ı sınaması
  • Tertemiz bir kul olan Lokman, gece gündüz kullukta çevik ve gayretli değil miydi?
  • Efendisi, onu ileri tutar, oğullarından üstün görürdü.
  • Çünkü lokman, filvaki kuloğluydu ama efendiydi, heva ve hevesten hürdü.
  • Bir padişah, konuşma esnasında bir şeyhe dedi ki: “ Benden bir şey dile” 1465
  • Şeyh “ Padişahım, bana böyle söylemekten utanmıyor musun? Hele biraz daha yüksel!
  • Benim iki kulum var. Onlar hor hakir kişilerdir ama ikisi de sana hükmederler, ikisi de emrederler” dedi.
  • Padişah “Bu söz hatalı bir söz. O iki kul kimler ?” deyince, şeyh “ Birisi kızmak, öbürü şehvet” dedi.
  • Padişahlıktan feragat edeni padişah bil. Onun nuru ayla güneş olmaksızın da parlar durur.
  • Mahzene sahip olan, zatı mahzen olmuş kişidir. Varlığa, mağlûp olan, varlığa düşman olan kişidir. 1470
  • Lokman’ın efendisi, görünüşte onun efendisiydi ama hakikatte Lokman’ın kuluydu.