English    Türkçe    فارسی   

2
1895-1919

  • O kapkara çirkin ve heybetli yılanı görünce bütün dertlerini unuttu. 1895
  • Dedi ki: “ Sen, bir rahmet Cebrailisin yahut da velinimet Allah’sın
  • Ne kutlu saatmiş ki beni gördün. Ölüydüm, bana yeni bir can bağışladın.
  • Sen, beni analar gibi aramaktayken, ben eşekler gibi senden kaçıyordum.
  • Eşek, sahibinden eşekliği yüzünden kaçar. Hâlbuki sahibi, iyiliğinden dolayı onun peşine düşer.
  • Onu, bir fayda elde etmek, bir ziyandan kurtulmak için aramaz. Kurt, yahut yırtıcı bir canavar paralamasın diye arar. 1900
  • Ne mutlu yüzünü görene yahut ansızın senin bulunduğun yere ulaşana!
  • Pak ruh bile seni övmüş. Hâlbuki ben, sana ne kadar kötü ve saçma şeyler söyledim.
  • Fakat efendim, padişahlar padişahı sultanım, onları ben söylemedim, bilgisizliğim söyledi.
  • Bir parçacık olsun bu hali bilseydim, böyle abes sözler söyleyebilir miydim?
  • Ey iyi huylu, eğer bana bu hali kinaye ile bile olsa çıtlatsaydın seni bir hayli överdim. 1905
  • Fakat sükût ederek kızgın göründüm. Hiçbir şey söylemeksizin kafama vurmaya başladın.
  • Başım sersemleşti, aklım gitti. Hele benim bu başım. Zaten aklı da kıt!
  • Ey yüzü de güzel, işi de güzel adam, affet. Deliliğimden söylediğim sözleri bağışla!
  • Atlı “Eğer ben, bunu biraz çıtlatsaydım derhal yüreğin su kesilir, ödün patlardı.
  • Yılanı anlatsaydım, korkudan canın çıkıverirdi. 1910
  • Mustafa “Canınızdaki düşmanı size, olduğu gibi anlatsam.
  • Yiğitlerin bile ödü patlar.. ne yol yürümeğe takatları kalır, ne bir işin tasasına düşerler!
  • Ne kimsenin gönlünde niyaz etmeğe kudret kalır, ne tenin de oruç tutmaya, namaz kılmaya kuvvet” buyurdu.
  • Bunu duyan, kedi önündeki sıçan gibi yok olur; kurt önündeki kuzu gibi mahvolur..
  • Ne uyku uyuyabilir, ne yemek yiyebilir. Onun için ben sizi, bunu söylemeden terbiye etmekte, yetiştirmekteyim. 1915
  • Ebu Bekr-i Rebabi gibi susmakta, Davut gibi demire el vurmaktayım.
  • Bu suretle de olmayacak şey, benim elimde mümkün olur, bir hale yola girer, kanadı yolunmuş kuşun bile kanadı çıkar.
  • Çünkü Allah’ın eli, insanların ellerinden üstündür. Tek Allah da bizim elimize “ Benim elim” demiştir.
  • Şu halde şüphe yok ki benim kolum uzundur; her yere, her şeye erişir. Ta yedinci kat gökten bile aşar.