با وجود تو حرام است و خبیث ** که کم از تو در قضا گوید حدیث
Şeriatta da senden aşağı birisini kendimize ulu yapmamıza müsaade yok.' dediler.
در شریعت نیست دستوری که ما ** کمتر از تو شه کنیم و پیشوا
Bunun zoruyla kendimi deli gösterdim, deliliğe Tanrı rahmeti geç erişir ama adamakıllı eriyordum. Fakat hakikatte evvelce ne idiysem yine oyum benim ben.
زین ضرورت گیج و دیوانه شدم ** لیک در باطن همانم که بدم
Aklım hazinedir, ben viraneyim. Deliyim hazineyi gösterirsem!2425
عقل من گنج است و من ویرانهام ** گنج اگر پیدا کنم دیوانهام
Divane odur ki divane olmadı, divane odur ki bu bekçiyi gördüğü halde evine girmedi.
اوست دیوانه که دیوانه نشد ** این عسس را دید و در خانه نشد
Benim bilgim cevherdir, araz değil. Bu değerli bilgi, bir maksada erişmek için değil ki.
دانش من جوهر آمد نه عرض ** این بهایی نیست بهر هر غرض
Ben şeker madeniyim, şeker kamışıyım, hem benden yetişmekte, hem ben yiyorum.
کان قندم نیستان شکرم ** هم ز من میروید و من میخورم
Bir bilgiyi işiten kişi beğenmez, kabul eylemez, feryat ederse o bilgi taklit bilgisidir, öğrenilerek elde edilmiştir.( adama mal olmamıştır.)
علم تقلیدی و تعلیمی است آن ** کز نفورش مستمع دارد فغان
Çünkü geçim elde edilmiştir, gönül aydınlatmak için değil. Bu ilim de, talibi gibi aşağılık dünya ilmidir.2430
چون پی دانه نه بهر روشنی است ** همچو طالب علم دنیای دنی است
Bazı adamlar, havas ve avama görünmek için ilim öğrenmek ister, bu âlemden halâs olmak için değil.
طالب علم است بهر عام و خاص ** نی که تا یابد از این عالم خلاص
Böyle adam fareye benzer; her tarafı deler ama vuslat nurlarından gafildir.
همچو موشی هر طرف سوراخ کرد ** چون که نورش راند از در گشت سرد
Nuru, sahraya yol bulamadığı için ona bu karanlık kuyusu, hoş bir meskendir.
چون که سوی دشت و نورش ره نبود ** هم در آن ظلمات جهدی مینمود
Fakat Tanrı, ona akıl kanadını ihsan ederse farelikten kurtulur, kuşlar gibi uçar.
گر خدایش پر دهد پر خرد ** برهد از موشی و چون مرغان پرد
Kanat aramazsa yerin dibinde kalır, Simâk burcuna yol bulmaktan ümitsiz bir hale düşer.2435
ور نجوید پر بماند زیر خاک ** ناامید از رفتن راه سماک
Söze gelen ilim, cansızdır; satın alıcıların yüzüne âşıktır.
علم گفتاری که آن بیجان بود ** عاشق روی خریداران بود
Münakaşa ve mübahase zamanı o ilim, büyük görünür ama alıcısı olmayınca ölür gider.
گر چه باشد وقت بحث علم زفت ** چون خریدارش نباشد مرد و رفت
Hâlbuki benim müşterim Tanrı’dır. Beni o yüceltir, o satın alır.
مشتری من خدای است او مرا ** میکشد بالا که الله اشتری
Benim kanımın diyeti ululuk sahibi Tanrı’nın cemalidir. Ben kendi kan diyetimi yemekteyim, bu bana helâl bir kazançtır.
خونبهای من جمال ذو الجلال ** خونبهای خود خورم کسب حلال
Bu müflis alıcıları bırak. Bir avuç toprak, ne satın alabilir ki?2440
این خریداران مفلس را بهل ** چه خریداری کند یک مشت گل
Toprak yeme, toprak alma, toprağı arama. Çünkü toprak yiyenin yüzü daima sapsarıdır.
گل مخور گل را مخر گل را مجو ** ز انکه گل خوار است دایم زرد رو
Gönül ye de daima genç kal. Benzin, tecelliden erguvana dönsün!”
دل بخور تا دایما باشی جوان ** از تجلی چهرهات چون ارغوان
Yarabbi, bu ihsan bizim işimiz değil. Senin lûtfun, gizli lûtfe yol göstericidir.
یا رب این بخشش نه حد کار ماست ** لطف تو لطف خفی را خود سزاست
Ey düşkünlerin ellerini tutan, elimizi tut. Bizi al, perdeyi kaldır, perdemizi yırtma.
دست گیر از دست ما ما را بخر ** پرده را بردار و پردهی ما مدر
Bizi bu murdar nefisten kurtar. Çünkü bıçağı kemiğimize kadar dayandı.2445
باز خر ما را از این نفس پلید ** کاردش تا استخوان ما رسید
Ey tacı, tahtı olmayan padişah, bizim gibi biçarelerden bu kuvvetli bağı kim çözebilir?
از چو ما بیچارگان این بند سخت ** کی گشاید ای شه بیتاج و تخت