English    Türkçe    فارسی   

2
2574-2598

  • Nerede bir belâ çırağı uyandırdılarsa orada yüz binlerce âşığın canını yaktılar.
  • Evin içinde ki âşıklar, sevgilinin cemali çırağına pervanedirler. 2575
  • Gönül, seninle nurlanan yere, belâlardan sana siperlerden olanların meclisine,
  • Sana canlarında yer verenlerin, seni şaraplarla dopdolu bir kadeh haline getirenlerin yanına git!
  • Onların canlarında yurt kur; ey aydın dolunay, gökyüzünde mekân tut!
  • Onlar, sana sırları belirtmek için Utarit gibi gönül defterini açarlar.
  • Mademki yerin yurdun yok bildiklerin yanına var, ay parçasıysan kâmil ve tamam bir aya yüz vur! 2580
  • Cüz’ün, küllünden çekinmesi de ne oluyor? Muhalifle bu kaynaşma da ne?
  • Cinse bak, bir nev’ile karışınca, o cinsin nev’i olmuş gayıpları gör, ayn’ın nuru ile ayn kesilmiş.
  • Be akılsız, karı gibi işvelendikçe, yalana işveye kalkıştıkça, nasıl üst olacaksın?
  • Halkın seni övmesini, sana yaltaklanmasını, halkın tatlı ve kandırıcı sözlerini alıyor, altın gibi cebine indiriyorsun!
  • Sana Padişahların sövmesi, vurması, sapıkların övmesinden daha iyidir. 2585
  • Padişahların tokadını ye de aşağılık kişilerin balını yeme, bu suretle er olanların ikbali yüzünden sen de bir er ol.
  • Çünkü onlardan hil’at gelir, devlet gelir. Onlar, ruhun penahında cesedi, can haline getirirler.
  • Nerede bir çıplak, bir yoksul görürsen bil ki bir kâmilden kaçmıştır.
  • Gönlünün dilediğini yapmak, o kör, o kötü ve sermayesiz gönlün istediğini yerine getirmek için bir üstattan firar etmiştir.
  • Eğer ustanın dilediğine uysaydı kendisini de bezerdi, akrabasını da. 2590
  • Dünyada kim ustadan kaçarsa, devletten kaçar; bunu böyle bil.
  • Ten kazancında bir sanat öğrendin, din sanatına da bir el ur!
  • Dünyada elbisen var, zenginleştin; fakat bu âlemden gidince nasıl edeceksin?
  • Ahiret için de bir sanat öğren ki mağfiret kazancını elde edesin.
  • O cihan da pazarla, kazançla dolu bir şehirdir. Zannetme ki kazanma yalnız bu âlemdedir ve bu kazanç kâfidir! 2595
  • Ulu Tanrı “Bu cihanın kazancı, o kazancın yanında çocuk oyuncağıdır” dedi.
  • Hani bir çocuk, öbür çocuğun üstüne yürür, onunla konuşuyor birleşiyor gibi hareketlerde bulunur ya..
  • Çocuklar, dükkâncılık oynarlar ya fakat zaman geçirmeden başka, ellerine bir şey girmez.