English    Türkçe    فارسی   

2
272-296

  • Temiz şeyler temizlere aittir; pisler de pis şeylere... Kendine gel!
  • Kin yüzünden yol azıtanlara kin tutma. Çünkü onların kabirlerini de kin tutanların yanına kazarlar.
  • Kinin aslı cehennemdir. Senin kinin o küll’ün cüz’üdür, dinin de düşmanı.
  • Mademki sen cehennemin cüz’üsün; aklını başına al cüzü, küllünün yanında karar eder. 275
  • Acı, mutlaka acılara katılır. Bâtıl söz nasıl olur da Hakk’a ulaşır?
  • Kardeş, sen ancak o düşünceden, o ruhtan ibaretsin. Mütebaki varlığın bakımındansa kemik ve deriden başka bir şey değilsin.
  • Düşüncen, manevi varlığın gülse, gül bahçesisin; dikense külhana lâyıksın.
  • Gül suyu isen seni başa sürer, koyuna serperler; sidik gibiysen dışarı atarlar.
  • Koku satanların tablalarına bak. Her cinsi, kendi cinsinin yanına korlar. 280
  • Cinsleri, kendi cinsleriyle karıştırır, bu uygunluktan bir güzellik, bir süs meydana getirirler.
  • Fakat mercimek, şeker arasına karışırsa onları birer, birer ayırırlar.
  • Tablalar kırıldı, canlar döküldü de iyiyi, kötüyü birbirine karıştırdılar.
  • Allah, bu taneleri ayırıp tabağa koysunlar diye kitaplar verdi, peygamberler gönderdi.
  • Peygamberler, gelmeden önce hepsi bir görünmekteydi. Mümin, kâfir, Müslüman, çıfıt… Zahiren hepsi birdi. 285
  • Âlemde kalp akçayla sağlam akça bir yürümekteydi. Çünkü ortalık tamamıyla geceydi, biz de gece yolcularına benziyorduk.
  • Peygamberlerin güneşi doğunca “Ey karışık, uzaklaş! Ey saf, beri gel” dedi.
  • Rengi göz ayırt edebilir; lâl’i, taşı göz bilebilir.
  • İnciyi, süprüntüyü göz anlar. Onun için çerçöp göze batar.
  • Bu kalpazanlar, gündüze düşmandır. Fakat madendeki altınlar gündüze âşıktır. 290
  • Çünkü gündüz, kuyumcu ve sarraf, altını fark etsin diye altına aynadır.
  • Kırmızı yüzle sarı yüzü gündüz gösterdiğinden Allah, kıyamete Gün lâkabını taktı.
  • Hakikatte gündüz, velilerin sırrıdır. Gündüz, onların aylarına nispetle gölgelere benzer.
  • Gündüzü, Allah erinin sırrının aksi bilin; gözü örten akşamı da onun ayıp örtücülüğünün aksi.
  • Allah onun için “Vedduha” buyurdu. “Vedduha”, Mustafa’nın gönlünün nurudur. 295
  • Allah, kuşluk zamanını sevdi derler ya. Bu söz de, kuşluk çağı, onun aksi olduğundandır.