English    Türkçe    فارسی   

2
3023-3047

  • Ne hayatı onun hayatına benzer, ne mematı onun mematına.
  • Hatta kabrini bile öbürünün kabri gibi sanma. O cihanın farkını ben nasıl söyleyeyim?
  • Ey iş eri, sen işini mehenge vur da bir Mescid’i Dırâr da sen yapma. 3025
  • Sen o mescit yapanları kınıyor, onlarla alay ediyorsun ama gözünü çevirip baksan görürsün ki sen de onlardansın!
  • Bir iş için savaşan, fakat kendisinin de o hale müptelâ olduğundan haberi olmayan Hintli
  • Dört Hintli bir mescitte Allah’a ibadet için namaza durmuşlar, rükû ve sücuda koyulmuşlardı.
  • Her biri niyet edip tekbir alarak huzur ve huşuyla namaz kılmaktaydı.
  • Bu sırada müezzin içeriye girdi. Hintlilerin birisinin ağzından bilâihtiyar bir söz çıktı; “ Müezzin, ezanı okudun mu, yoksa vakit var mı?”
  • Öbür Hintli, namaz içinde olduğu halde “ Sus yahu, konuştun, namazın bozuldu.” dedi. 3030
  • Üçüncü Hintli ikincisine dedi ki : “Onu ne kınıyorsun baba, kendi derdine bak, kendini kına!”
  • Dördüncü “Hamd olsun ben, üçünüz gibi kuyuya düşmedim” dedi.
  • Hulasâ dördünün de namazı bozuldu. Âlemin ayıbını söyleyen daha fazla yol kaybeder.
  • Ne mutlu o kişiye ki kendi ayıbını görür. Kim birisinin ayıbını görürse o alınır, o ayıbı kendisinde bulur.
  • Çünkü insanın yarısı ayıptandır, yarısı gayıptan! 3035
  • Mademki başında onlarca yara var, merhemini başına vurmalısın.
  • Yarayı ayıplamak, ona merhem koymaktır. Sınık bir hale düştü mü “ Bir kavmin azizi zelil oldu mu acıyın ona” hadîsine mazhar olur.
  • Sende o ayıp yoksa da yine emin olma. Olabilir ki o ayıbı sen de yaparsın, günün birin de o ayıp, senden de zuhur edebilir.
  • Allahtan “Emin olmayın” sözünü duymadın mı? Peki, o halde neden müsterih ve emin oluyorsun?
  • İblis, yıllarca iyi adla anılarak yaşadığı halde nihayet bak, nasıl rüsvay oldu, adı ne oldu? 3040
  • Yüceliği âlemde tanınmıştı; aksiyle tanındı, yazık!
  • Emin değilsen, tanınmayı isteme. Yürü, yüzünü korkuyla yıka da sonra göster.
  • Güzelim, sakalın çıkmıyorsa başka sakalsızları kınama.
  • Şu işe bak: Şeytan, belâlara düştü de sana ibret oldu.
  • Sen belâya uğrayıp ona ibret olmadın o zehri içti, sen şerbetini iç (ibret almana bak!). 3045
  • Oğuzların, birini korkutmak için başka birini öldürmeye kalkışmaları
  • Kan dökücü Oğuz Türkleri, malları yağma etmek üzere bir köye girdiler.
  • O köyün eşrafından iki kişi yakalayıp birini öldürmeye niyet ettiler.