English    Türkçe    فارسی   

2
305-329

  • “Enel Hakk” sözü, Mansur’un ağzında nurdu. “Enallah” sözü, Firavunun ağzında yalan! 305
  • Sopa, Musa’nın elinde doğruluğuna şahit oldu, sihirbazın elindeyse bir şeye yaramadı.
  • İsa, bu yüzden yoldaşına Tek Allah’ın o yüce adını belletmedi.
  • Çünkü bilmez de alete noksan bulur. Taşı, toprağa vur. Hiç ateş çıkar mı?
  • Elle alet taşla demire benzer. Çift olması gerek ki ateş çıksın.
  • Çifti olmayan, aleti bulunmayan Tek Allah’tır. Sayıda şüphe olabilir, Fakat Allah da şüphe yoktur. 310
  • İki diyenler, üç diyenler daha fazla diyenler, bir olduğunda mutlaka ittifak ederler.
  • Şaşılık gidince hepsi birleşir; iki, üç diyenler de bir derler.
  • Onun meydanında bir topsan, ona bir diyorsan durma, çevgânının etrafında dön dolaş!
  • Top padişahın elinin darbesiyle oynarsa, kemale ermiş olur.
  • Ey şaşı; bunları can kulağıyla dinle, gözüne kulak yoluyla ilâç ver! 315
  • Temiz söz, hakikatten uzak olan gönüllerde karar etmez, nurun aslına dek gider.
  • Çarpık ayakkabı, nasıl çarpık ayağa uyarsa Şeytanın afsun ve efsanesi de doğru olmayan gönüllere uyar.
  • Hikmeti istediğin kadar tekrarla... Ona ehil değilsen hikmet, senden ne kadar uzak!
  • İster yaz, belle… İster bahset, söyle!
  • O, Ey inatçı senden yüzünü çeker, gizlenir; bağlarını koparır, kaçar. 320
  • Fakat sen okumasan da hakikat ilmi senin yanıp yakıldığını görürse elinde, alışmış kuş haline gelir.
  • Tavus kuşu, nasıl köylü evinde olmazsa, hakikat ilmi de her aceminin malı olmaz.
  • Padişahın, doğanı ihtiyar kadının evinde bulunması
  • Doğanın padişahtan kaçıp un eleyen kocakarının evine gitmesi, bilgisizliğindendir.
  • O kadıncağız, çocuklarına tutmaç pişirmeye savaşırken o cinsi güzel, kendisi hoş doğanı görünce,
  • Tutup ayacığını bağladı, kanadını kesip güdük bir hale getirdi, tırnağını kesti, yesin diye de önüne saman koydu. 325
  • ”Ehil olmayanlar sana iyi bakamamışlar, kanadın haddini aşmış, tırnağın da uzamış.
  • Na ehil kişiler seni hasta ederler. Ananın yanına gel ki sana iyi baksın!” dedi.
  • Arkadaş, cahilin sevgisini de böyle bil. Cahil yolda daima çarpık, daima yampiri gider.
  • Padişahın günü, doğanı aramakla geçti, nihayet o kocakarının çadırına yöneldi.