English    Türkçe    فارسی   

2
314-338

  • Top padişahın elinin darbesiyle oynarsa, kemale ermiş olur.
  • Ey şaşı; bunları can kulağıyla dinle, gözüne kulak yoluyla ilâç ver! 315
  • Temiz söz, hakikatten uzak olan gönüllerde karar etmez, nurun aslına dek gider.
  • Çarpık ayakkabı, nasıl çarpık ayağa uyarsa Şeytanın afsun ve efsanesi de doğru olmayan gönüllere uyar.
  • Hikmeti istediğin kadar tekrarla... Ona ehil değilsen hikmet, senden ne kadar uzak!
  • İster yaz, belle… İster bahset, söyle!
  • O, Ey inatçı senden yüzünü çeker, gizlenir; bağlarını koparır, kaçar. 320
  • Fakat sen okumasan da hakikat ilmi senin yanıp yakıldığını görürse elinde, alışmış kuş haline gelir.
  • Tavus kuşu, nasıl köylü evinde olmazsa, hakikat ilmi de her aceminin malı olmaz.
  • Padişahın, doğanı ihtiyar kadının evinde bulunması
  • Doğanın padişahtan kaçıp un eleyen kocakarının evine gitmesi, bilgisizliğindendir.
  • O kadıncağız, çocuklarına tutmaç pişirmeye savaşırken o cinsi güzel, kendisi hoş doğanı görünce,
  • Tutup ayacığını bağladı, kanadını kesip güdük bir hale getirdi, tırnağını kesti, yesin diye de önüne saman koydu. 325
  • ”Ehil olmayanlar sana iyi bakamamışlar, kanadın haddini aşmış, tırnağın da uzamış.
  • Na ehil kişiler seni hasta ederler. Ananın yanına gel ki sana iyi baksın!” dedi.
  • Arkadaş, cahilin sevgisini de böyle bil. Cahil yolda daima çarpık, daima yampiri gider.
  • Padişahın günü, doğanı aramakla geçti, nihayet o kocakarının çadırına yöneldi.
  • Ansızın orada doğanı, toz duman içinde gördü. Ona bakıp ağlamaya başladı. 330
  • Dedi ki: “Her ne kadar, bize dosdoğru vefakârlıkta bulunmadığın için bu hâl sana lâyıktı.
  • Çünkü cehennem ehliyle cennet ehlinin müsavi olmadığından gaflet ederek cennetten kaçtın, cehennemde karar ettin.
  • Halinden haberdar olan padişahtan sersemce bu kokuşuk kocakarının evine kaçağın layığı budur”
  • Doğan kanadını padişahın eline sürmekte, hal diliyle “Ben günah ettim”;
  • Ey kerem sahibi, sen iyilerden başkasını kabul etmezsen kötü nereye varsın da halini arz edip ağlasın? 335
  • Padişah, her kötüyü iyi ettiğinden onun lütfu cana bu cüreti vermekte, bu cinayetleri yaptırmaktadır” demekteydi.
  • Yürü, çirkin işlerde bulunma ki bizim iyiliklerimiz bile o güzel sevgilimizin huzurunda çirkin görünmektedir.
  • Hâlbuki sen ettiğin hizmeti ona lâyık sandın da cürüm bayrağını onun için yücelttin.