English    Türkçe    فارسی   

2
3149-3173

  • Ey azıcık bir şeyden kırılan sırça gönüllü, sen sabrın zevkini ne bilirsin? Hele o Çikil güzeline ulaşmak için çekilen sabrın lezzetini!
  • تو چه دانی ذوق صبر ای شیشه دل ** خاصه صبر از بهر آن نقش چگل‏
  • Savaş zevki, kudret ve kuvvetli ere göredir, karı tabiatlı adamsa ancak zekerden zevk alır. 3150
  • مرد را ذوق غزا و کر و فر ** مر مخنث را بود ذوق‏از ذکر
  • Zekerden başka ne dini vardır, ne zikri; o düşünce, o adamı ta aşağılık yere kadar çekip götürür.
  • جز ذکر نه دین او و ذکر او ** سوی اسفل برد او را فکر او
  • Gökyüzüne bile çıksa korkma ondan. Çünkü o, ancak aşağılık aşkıyla ders öğrenmiştir.
  • گر بر آید بر فلک از وی مترس ** کاو بعشق سفل آموزید درس‏
  • Çanı yukarılarda çalınsa, Çan sesi yukarılardan gelse bile atını aşağıya doğru sürüp durur.!
  • او بسوی سفل می‏راند فرس ** گر چه سوی علو جنباند جرس‏
  • Yoksulların âlemlerinden korkulur mu? O âlemler lokma elde etmek için bir yoldur.
  • از علمهای گدایان ترس چیست ** کان علمها لقمه‏ی نان را رهی است‏
  • Oğlanın iriyarı adamdan korkması, Adamın ”Korkma çocuğum, ben er değilim” demesi
  • ترسیدن کودک از آن شخص صاحب جثه و گفتن آن شخص که ای کودک مترس که من نامردم‏
  • Bir iri adam bir oğlanı ele geçirdi. Bu adam bana kast eder diye çocuğun yüzü sarardı. 3155
  • کنگ زفتی کودکی را یافت فرد ** زرد شد کودک ز بیم قصد مرد
  • Adam dedi ki “ Güzelim, emin ol, sen benim üstüme bineceksin.
  • گفت ایمن باش ای زیبای من ** که تو خواهی بود بر بالای من‏
  • Ben korkunç görünsem de aldırış etme, bil ki ben bir ibneyim. Deveye biner gibi bin üstüme, sür”
  • من اگر هولم مخنث دان مرا ** همچو اشتر بر نشین می‏ران مرا
  • İnsanların suretleriyle manaları da işte böyledir. Dışardan adam görünürler, içerden melûn Şeytan!
  • صورت مردان و معنی این چنین ** از برون آدم درون دیو لعین‏
  • Ey Âd gibi ipiri adam, sen rüzgârın tesiriyle dalın vurduğu davula benziyorsun.
  • آن دهل را مانی ای زفت چو عاد ** که بر او آن شاخ را می‏کوفت باد
  • Tilki, hava ile dolu tulum gibi bir davul yüzünden avını yele verdi. 3160
  • روبهی اشکار خود را باد داد ** بهر طبلی همچو خیک پر ز باد
  • Davulda bir can olmadığını, içinin hava dolu olduğunu görünce dedi ki: “ Domuz bile şu bomboş tulumdan yeğ!”
  • چون ندید اندر دهل او فربهی ** گفت خوکی به ازین خیک تهی‏
  • Davul sesinden tilkiler korkar, fakat akıllı kişi onu öyle döver ki deme gitsin!
  • روبهان ترسند ز آواز دهل ** عاقلش چندان زند که لا تقل‏
  • Ormana dalan süvariden korkan okçu
  • قصه‏ی تیر اندازی و ترسیدن او از سواری که در بیشه می‏رفت‏
  • Bir atlı cins ata binmiş, pür silâh, heybetle bir ormana dalmış, gidiyordu.
  • یک سواری با سلاح و بس مهیب ** می‏شد اندر بیشه بر اسبی نجیب‏
  • Usta bir okçu görüp korkarak yayını çekti.
  • تیر اندازی به حکم او را بدید ** پس ز خوف او کمان را در کشید
  • Onu vurmak isterken atlı bağırdı: “Ben cüssece iriyim ama hakikatte zayıf bir adamım. 3165
  • تا زند تیری سوارش بانگ زد ** من ضعیفم گر چه زفت استم جسد
  • Sakın benim iriliğime bakma, savaş zamanı kocakarıdan da aşağıyım.”
  • هان و هان منگر تو در زفتی من ** که کمم در وقت جنگ از پیر زن‏
  • Okçu “haydi git, iyi ki söyledin, yoksa korkumdan seni vuracaktım” dedi.
  • گفت رو که نیک گفتی ور نه نیش ** بر تو می‏انداختم از ترس خویش‏
  • Nice adamlar vardır ki erkek olmadıklarından ellerinde kılıç olduğu halde karşıdakini silâhla tepelenmişlerdir.
  • بس کسان را کالت پیکار کشت ** بی‏رجولیت چنان تیغی به مشت‏
  • Rüstemlerin silâhını bile kuşansan ehli olmadıktan sonra canından olursun.
  • گر بپوشی تو سلاح رستمان ** رفت جانت چون نباشی مرد آن‏
  • Oğul, kılıcı bırak da can siperini ele al. Bu padişahtan ancak başsız olan başını kurtarır. 3170
  • جان سپر کن تیغ بگذار ای پسر ** هر که بی‏سر بود از این شه برد سر
  • Senin silâhın; hilen, düzenindir. Hem senden doğar hem canına kast eder.
  • آن سلاحت حیله و مکر تو است ** هم ز تو زایید و هم جان تو خست‏
  • Bu hilelerden mademki bir fayda elde edemedin, hileyi bırak da devletlere kavuşasın.
  • چون نکردی هیچ سودی زین حیل ** ترک حیلت کن که پیش آید دول‏
  • Mademki hileden bir meyve elde edip yiyemedin, bırak hileyi, Allah’ı ara!
  • چون که یک لحظه نخوردی بر ز فن ** ترک فن گو می‏طلب رب المنن‏