English    Türkçe    فارسی   

2
3242-3266

  • Sürüden bir koyun yürüyüp dereyi atlayınca öbür koyunlar da birer, birer o tarafa atlarlar.
  • Sen de duygu koyunlarını sür, Allah yazısında yay, otlat.
  • Da orada sümbül ve ağustos gülü yesinler, hakikat bahçelerine yol bulsunlar.
  • Öbür duyguların hepsi birer, birer o cennete ulaşsın diye her duygun, duygulara peygamberlik eder. 3245
  • Duygular, senin duyguna dilsiz, dudaksız, hatta hakikatten de öte, mecazdan da öte sırlar söyler.
  • Çünkü bu hakikat dediğin türlü, türlü tevil edilebilir. Bu vehimlenme de hayaller doğurur durur.
  • Hâlbuki âyan âlemine mensup olan hakikatse hiçbir suretle tevil edemez.
  • Her duygu, senin duyguna kul olunca gayri felekler bile senden ayrılamaz.
  • Bir derinin sahibi kimdir diye dâva çıksa, deri kiminse içi de onundur. 3250
  • Bir saman denginin kime ait olduğunda nizaa düşülse buğday kimin? Sen ona bak! (çünkü saman da buğday sahibinindir.)
  • Felek kabuktur, ruhun nuru iç. Bu görünürde o görünmez. Ayağın kaymasın, sallanma, kendine gel!
  • Cisim zahiridir, ruhsa gizli. Cisim yen gibidir, ruh el gibi.
  • Akılsa ruhtan daha gizlidir. Duygu, ruhu çabucak anmalı.
  • Meselâ bir hareket gördün mü anlarsın ki o hareket eden diridir. Fakat akıllı mı acaba? Bunu bilemezsin. 3255
  • Mevzun hareketlere başlar, bakırın kimya ile altın oluşu gibi o da hareketlerini bilgisiyle tanzim ederse,
  • Ele benzeyen ruhun o münasebetli, o muntazam hareketlerinden anlarsın ki aklı vardır.
  • Vahiy kabul eden ruhsa akıldan da gizlidir. Çünkü o gayptır, gayp âlemindendir.
  • Ahmed’in aklı kimseden gizli değildir, herkes onun akıl ve kemal sahibi olduğunu bilirdi. Fakat vahiy ruhunu her can anlayamadı.
  • Vahiy ruhuna münasip şeyler de var, fakat onları akıl anlayamaz. Çünkü o ruh pek yücedir. 3260
  • Akıl, o ruhun işlerine gâh delilik diye bakar, gâh şaşkınlık diye. Çünkü onu anlamak, o olmaya bağlıdır.
  • Hızır’a göre alelâde olan işler Musa’nın aklını şaşırttı, Musa onları görünce bulandı.
  • O işler Musa’ya aykırı göründü. Çünkü Musa o hale sahip değildi.
  • Musa’nın aklı bile gayp işlerine ermezse, ey ulu kişi, bir farenin aklı nedir ki bu işlere ersin!
  • Taklit bilgisi, satış içindir, bu bilgi sahibi, müşteri buldu mu, bilgisini güzelce satar. 3265
  • Fakat hakikat bilgisine müşteri, Allah’tır. Bu bilgi sahibinin pazarı daima işler, daima parlar.