English    Türkçe    فارسی   

2
3272-3296

  • Yolları, izleri bilmez değil, bilir ama yer altındakileri bilir. O, her yanda toprağı delmiş, delik deşik etmiştir.
  • Fare gibi nefis, ancak lokma ufalar. Allah fareye de miktarınca akıl vermiştir.
  • Çünkü yüce Allah, hiç kimseye, ihtiyacından artık bir şey vermez.
  • Eğer âlemin yeryüzüne ihtiyacı olmasaydı âlemlerin Rabbi, yeri yaratmazdı. 3275
  • Bu titreyip duran yeryüzü, dağlara muhtaç olmasaydı Allah, o heybetli dağları halk etmezdi.
  • Göklere de ihtiyaç olmasaydı yedi kat göğü yoktan meydana getirmezdi.
  • Güneş, ay ve şu yıldızlar, ancak ihtiyaç yüzünden zuhura geldi.
  • Şu halde varlıkların kemendi, (yoklukları çekip varlık âlemine getiren) ihtiyaçtır. Allah’ın ihsanı, ihtiyaç miktarınca zahir olur.
  • Yürü, çabuk ihtiyacını arttırır da Allah’ın kereminden cömertlik denizi coşsun. 3280
  • Şu yol üstünde dilenen, şu dilenciliğe düşmüş olan yoksullar, halka ihtiyaçlarını arz ederler.
  • Kör, sakat, hasta, illetli olduklarını gösterir, bu suretle halkın merhametini coşturmak isterler.
  • “Ey halk, ekmek verin. Benim de ambarım var, benim de malım, benim de sofram var” derler mi hiç?
  • Köstebeğin yemek içmek için göze ihtiyacı yoktur. Onun için Allah onu gözsüz yarattı.
  • Köstebek, gözsüz de pekâlâ yaşayabilir. Ter-ü taze toprakta göze ne ihtiyacı var? 3285
  • Zaten ancak hırsızlık etmek için topraktan çıkar, başka bir iş için değil, Allah, onu bu hırsızlıktan arıtsa,
  • O da kanatlanır, kuş olur; melekler gibi göklere uçup gider.
  • Allah’ın gül bahçesinde her an bülbül gibi yüzlerce nağme çıkarır.
  • “Ey beni çirkin sıfatlardan kurtaran, ey cehennemi cennet haline getiren,
  • Bir yağ parçasına aydınlık bahşetmekte, bir kemiğe işitme kabiliyeti vermektesin ey gani Allah. 3290
  • Fakat o mananın cisimle ne alâkası var? Eşyanın adlarıyla, anlayışın ne münasebeti var?
  • Söz yuva gibidir, mana kuş gibi. Cisim ırmak gibidir, ruh akıp giden su gibi.
  • O ırmak akıp gitmektedir, fakat sen ona duruyor dersin, o koşup gelmektedir, sen onu bir yere kımıldamıyor sanırsın.
  • Eğer su, yerden yere gitmiyorsa, eğer su akıp durmuyorsa üstündeki yeniden, yeniye görünen çerçöp nedir ki?
  • Senin çerçöpün de fikrî suretlerindir. Aklına her an yeniden yeniye el dokunmamış düşünceler gelmektedir. 3295
  • Düşünce ırmağın yüzü de güzel ve sevimsiz çerçöpten hali değil.