English    Türkçe    فارسی   

2
3288-3312

  • Allah’ın gül bahçesinde her an bülbül gibi yüzlerce nağme çıkarır.
  • “Ey beni çirkin sıfatlardan kurtaran, ey cehennemi cennet haline getiren,
  • Bir yağ parçasına aydınlık bahşetmekte, bir kemiğe işitme kabiliyeti vermektesin ey gani Allah. 3290
  • Fakat o mananın cisimle ne alâkası var? Eşyanın adlarıyla, anlayışın ne münasebeti var?
  • Söz yuva gibidir, mana kuş gibi. Cisim ırmak gibidir, ruh akıp giden su gibi.
  • O ırmak akıp gitmektedir, fakat sen ona duruyor dersin, o koşup gelmektedir, sen onu bir yere kımıldamıyor sanırsın.
  • Eğer su, yerden yere gitmiyorsa, eğer su akıp durmuyorsa üstündeki yeniden, yeniye görünen çerçöp nedir ki?
  • Senin çerçöpün de fikrî suretlerindir. Aklına her an yeniden yeniye el dokunmamış düşünceler gelmektedir. 3295
  • Düşünce ırmağın yüzü de güzel ve sevimsiz çerçöpten hali değil.
  • Bu kadar suyun üstünde görünen kabuklar, gayp bağı meyvelerinin kabuklarıdır.
  • Bu kabukların içini suda ara. Çünkü su ırmağa bağdan kaynamakta, bağdan gelmektedir.
  • Âbıhayatın akışını görmüyorsan ırmağın üstündeki dalların, yaprakların, çerçöpün akışına bak.
  • Su, yeğin akarsa üstündeki kabuklar ve çerçöp de daha çabuk sürüklenip gider. 3300
  • Bu feyiz şiddetle zuhur etti mi gayri ariflerin gönüllerine gam gelmez, o gönüllerde elem eğleşmez olur.
  • Nitekim ırmak da, dopdolu olur, pek hızlı akarsa üstünde çerçöp eğlenmez!
  • Halden bigâne birisinin bir şeyhi kınaması ve müridin şeyhe cevap vermesi
  • Birisi, şeyhin birini “Kötü adam, doğru yolda değil.
  • Şarap içiyor, mürai ve pis herif. Böyle adam nereden müritlerin imdadına yetişecek?” diye kınadı.
  • Başka biri de ona dedi ki “Edebe riayet et. Büyükler hakkında böyle zanda bulunmak yaraşmaz. 3305
  • Onun sâf seli, bulanıversin, bu ondan ve onun sıfatlarından ne kadar uzak!
  • Hak ehline böyle bühtanlarda bulunma. Bu, senin hayalinden ibaret, çevir yaprağı!
  • Böyle bir şey olmaz ya, şayet olsa bile ey toprakta uçan kuş, bahrimuhite pislikten ne zarar!
  • O, iki testiden az, yahut küçük bir havuz değil ki, bir katracık pislik onu nasıl bulandırır, nasıl kirletir.?
  • Ateş, İbrahim’e bir ziyan veremedi. Kim Nemrutsa sen ona de: Kork ateşten! 3310
  • Nefis Nemrut’tur, akılla can da Halil. Ruh, işin tam içindedir. Kılavuza ihtiyaç yok, kılavuza muhtaç olan nefistir.
  • Kılavuz yolcuya, çöllerde her an kaybolana lâzımdır.