English    Türkçe    فارسی   

2
3314-3338

  • Eğer o vuslat eri bir delil getirirse henüz mücadele içinde bocalayanlar anlasınlar diye getirir.
  • Baba, küçük çocuğuna onun dilince “Ti, ti” der, aklı, âlemi ölçüp biçse bile! 3315
  • Üstat “ Elifte bir şey yok” dese fazileti eksilmez, yücelikten düşmez.
  • Henüz söz bilmez cahile bir şeyler öğretmek için kendi dilini terk etmek,
  • Onun dilince konuşmak gerek. Ancak bu suretle senden bir bilgi, bir fen öğrenebilir.
  • Bütün halk da şeyhin çocukları mesabesindedir. Nasihat verdiği zaman pîre, onların seviyesine inmek lâzım”
  • Küfrün de bir haddi, hududu var. Fakat şeyhe ve şeyhin nuruna bir kenar, bir had yok! 3320
  • Haddi hududu olmayanın yanında mahdut olan şey, yok demektir. Allah’tan başka her şey fanidir.
  • Onun bulunduğu yerde ne küfür var, ne iman. Çünkü o içtir, küfürle imansa deri.
  • Bu yokluklar, yüze perdedir. O, leğen altında gizli ışığa benzer.
  • Hulâsa bu ten başı, o başa perdedir. O başın önünde bu ten başı kesilmiş gibidir, bir şeye yaramaz.
  • Kâfir kimdir? Şeyhin imanından gafil olan. Ölü kimdir? Şeyhin canından haberdar olmayan! 3325
  • Can, tecrübelerle sabittir ki haberdar olmaktan ibarettir. Kim, daha fazla haberdarsa daha ziyade canlıdır.
  • Canımız hayvan canından daha üstündür, neden? Çünkü daha fazla biliyoruz.
  • Meleklerin canı da bizim canımızdan üstün. Çünkü onlarda Hissi Müşterek yoktur.
  • Ehil olanların canlarıysa meleklerin canlarından üstündür, şaşkınlığı bırak!
  • Melekler, Âdeme secde ettiler; çünkü onun canı, meleklerinkinden üstündür. 3330
  • Üstün olmasaydı secde ederler miydi? Üstün olanın daha aşağı mertebede bulunana secde etmesini emretmek doğru bir şey değil değildir, yaraşmaz.
  • Allah’ın adaleti, Allah’ın lütfu bir gülün dikenine secde etmesini hoş görür mü?
  • Bir can, oldu da son mertebeyi de aştı mı artık her şeyin canı, ona mûti olur;
  • Kuş, balık, in, cin, insan, hepsi ona itaat eder. Çünkü o üstündür, öbürleri noksan.
  • Balıklar, hırkasını diksin diye ona iğne getirirler. Bu, ipliğin iğneye tâbi olmasına benzer. 3335
  • -Allah rahmet etsin- İbrahim Ethem hikâyesinin sonu
  • O emîr, balıkların İbrahim Ethem’in emrini yerine getirdiklerini, balıkların ağızlarında iğneyle sudan baş çıkardıklarını görünce vecde geldi.
  • Bir ah çekip “Balık bile pîri tanıyor. Yuh olsun o tapudan sürülen tene!
  • Balıklar bile pîri biliyorlar da biz ondan uzağız. Biz, bu devletten mahrumuz da onlar erişmiş” deyip,